14 Mart 2020

Kahve Bahane #Corona Virüsü


Kahve bahane yazılarım gerçekliğin mizahi bir anlatım ile harmanlanmasıyla ortaya çıkar. Başımdan geçen olayları, iyi veya kötü fark etmez, eğlenceli bir şekilde yazmayı seviyorum. Gündemde insanoğlunu tedirgin eden bir virüs varken ne denli mizahi bir anlatım ile yaşadıklarımı anlatabileceğim, bilmiyorum. Elim defalarca bilgisayara gitti geldi. Fakat içimden geçenleri yazıya aktaracak kelimeler bir türlü birleşip bir cümle olamadılar.

Sonra zaten bu kahve bahane yazılarının içeri hep karma karışık değil mi dedim. Bilgisayarın başına geçmeden kendime bir kahve yaptım. Yaptım yapmasına da tadını pek beğenmedim. Her zaman kullandığım kahveden farklı bir kahve satın almıştım. Yanlış bir tercih olmuş.

İnsanların yanlış tercihlerinden ötürü tüm dünya Corona virüsü ile tehdit altındayken benim kahve seçimim pek bir masum kalıyor. Kimilerine göre yaralasalardan kimilerine göre de Amerika'nın gizli oyunlarından dolayı bu haldeyiz. Böyle durumlarda komplo teorileri üretmeye bayılırız zaten.

Ben; Polonya'da durumlar nasıl? Corona Virüsü Polonya'yı ve buradaki yaşamı nasıl etkiledi? bunlar hakkında yazmaya geldim. Dileğim bunları ilerde bir anı olarak okumak. Gelin görün ki virüse yenik düşersem de domain süresi dolana kadar internet aleminde kalır bu yazı sonrasında da yok olur gider.

Polonya'da bir haftadır önlemler artmış durumda. Home office çalışmaya başladık. Nisan ayına kadar da böyle devam edecek. İnsanlara evden çıkmamaları öneriliyor. Polonya halkı pek bir sakin. Gerçekten de sokaklarda yoklar. Okullar tatil oldu, çoluk çocuk gezelim demiyorlar. Bugün gördüm. Eczane önünde sırada bekleyen insanlar birbirlerine neredeyse iki metre mesafede duruyorlar. Kişisel bilinç bu olsa gerek.

Tek hassas noktaları tuvalet kağıdı ve sıvı sabun. Bunun hikayesini dinledikten sonra neden tuvalet kağıdı stokladıklarını anladım. Polonya halkı komünist rejimi görmüş geçirmiş. 1990 yılında bu rejimden çıkmış. Yani pek bir yakın geçmiş oluyor bu. Komünist rejimde marketlerde temel besin maddelerine erişim kolayken tuvalet kağıdı lüks tüketime giriyormuş. Bunları dinledikten sonra tuvalet kağıdı stoklamalarını anlıyorum.

Herkes tedirgin demiştim. Ben ise kendimi bilim kurgu filmlerinde gibi hissediyorum. Sanki Black Mirror dizisinin bir bölümünün başrol oyuncuları gibiyiz. Mesela dün akşam oturmuş sakin sakin dizi izlerken gelen bir telefonla kısa süreli bir panik yaşadım. Telefondaki ses "sokağa çıkma yasağının gelmesi an meselesi, yiyecek içecek için stok yaptınız mı?" dedi. Sonrasında mutfak dolaplarını açıp neler var diye saymaya başladım. Bu daha önce deneyimlemediğim bir şeydi. Babaannem her zaman evde un ve bakliyat bulundururdu fazladan. Evde un varsa sorun yok derdi hep. Dün ilk defa gerçekten ne demek istediğini anladım sanırım.


Enteresan bir süreç. Farklı bir deneyim. Sakin kalmakta ve akıl sağlığını korumakta fayda var. Zira virüstür geçer gider veya bünle ile barış imzalar diğer virüsler gibi kardeş kardeş yaşarız. Ama akıl sağlığı öyle mi? Bir gitti mi, artık gerçekten geçmiş olsun dersiniz.

Bu kahve bahane de böyle olsun. Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye dek şen ve esen kalın. Ellerinizi sık sık yıkamayı da ihmal etmeyin.
Sevgiler.

✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

12 yorum :

  1. Umarım en kısa zamanda bu virüse karşı bir aşı geliştirilir...

    YanıtlaSil
  2. kanada virüse karşı önemli bir adım atmış umarım gerisi gelir.

    YanıtlaSil
  3. İnsan ister istemez etkileniyor. Bundan kaçış yok artık. En az hasarla atlatmanın yolunu bulmak lazım.

    YanıtlaSil
  4. Polonya halkının sakinliğini ve tutumlarını takdir ettim. Darısı bize olsun diyorum. Bu virüsten dolayı hem tedirginim hem de dünya üzerinde hayatını kaybeden onca insanı görünce üzülüyorum. Tedbiri elden bırakmayarak pek fazla dışarı çıkmıyorum. Kimseye zarar vermek istemem. Umarım bir an önce son bulur bu kabus...

    YanıtlaSil
  5. Burada nerede iki metre mesafe. Güya virüsten kaçacağız. Kolonya kuyruğunda millet üst üste. Yazık ki bilinç sıfır.

    YanıtlaSil
  6. Gerçekten ben de sanki bir dizinin içinde gibiyim. Bunu önceden de hissederdim sanki hiçbir kontrolüm yok gibi ama şimdi daha bir değişik. Hayırlısı. Başka ülkede olmak da farklı, burda gezenler düne kadar çoktu umarım dikkat ederler ben evden çıkmıyorum.

    YanıtlaSil
  7. Virüs mü? Üniversiteler tatil edildi. Evde boş boş oturuyorum. 3 blog yazısı yazdım. İkisini zamanlayıp birini yayınladım. Ancak zaman geçmek bilmiyor. Sanırım kafayı kitaplara gömeceğim. Virüs mü? Banane ya. Ortadoğu'da yüzbinleri öldürdüler, batıda birkaç kişi öldü diye herkes panik halinde. Abartmamak lazım. Normal dünya işte. Dünya ne kadar normal olabiliyorsa öyle.

    YanıtlaSil
  8. aynı şekilde demin eşim aradı yakında yasak gelecek
    markete gitsek mi diye. asılsız haberleşme her yerde var ne olacaksa
    hep beraber göreceğiz. bu kadar kaygıya kapılmaya gerek yok bence de

    YanıtlaSil
  9. Hepimiz için gerçekten ilginç, korkutucu ve ileride görebileceğiz ama öğretici bir dönem. Umarım en az hasarla atlatıp kültürel alışkanlıklarımızdan gelen sıkıntıları törpülemeyi öğreniriz. Ülkece bunu becerebilir miyiz, emin değilim.

    Siz de kendinize dikkat edin. Hep birlikte psikolojimizi etkilemesine izin vermeyelim. SAğlıklı günler :)

    YanıtlaSil
  10. Virüs Artık bitti bitiyor. yine de önlemlere ve sosyal mesafeye devam..
    yazılarınız için teşekkürler

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.