28 Ocak 2013

Profesyonel- Devlet Tiyatrosu Oyunu


Havar dostlar havar!
Bir oyun izledim, tüm oyunlara bakış açım değişti.
Bundan sonra hangi perdenin açılışı beni bu denli heyecanlandırabilir,
Hangi oyunu soluğumu tutarak iki saat izleyebilirim,
İçinde yer alan didaskaliler hangi oyunu daha da ilginç kılabilir,
Hangisinde gülmekteyken bir anda duygu yükü altında ezilebilirim,
Kısacası bu eller bundan sonra hangi oyunu dakikalarca alkışlayabilir,
Bilmiyorum...





Paylaş:

25 Ocak 2013

Onbinlerin Dönüşü Ksenophon

2013 yılında okuduğum ilk kitap.
Toplam sayfa sayısı 670
Kitabın yarısı Türkçe yarısı Yunanca.
Arka kapak:
Bir eve dönüş serüvenidir Anabasis. Pers satrabı Kyros’un kardeşi Artakserkses’e karşı giriştiği mücadelede hayatını kaybetmesi sonucu başsız kalmış, bilinmedik diyarlarda yolunu kaybetmiş Onbinler ordusunun zorlu dönüş yolculuğunda başından geçen olayların en ince ayrıntısına kadar anlatıldığı, dakik gözlemlerle örülü bir hikayedir. Atinalı Ksenophon’un öncülüğünde bütün Doğu Anadolu’yu baştan aşağı katedip sonunda denize ulaşan Onbinler’in bin yılların ötesinden gelen yurt özlemiyle dolu haykırışları bugün hâlâ yankılanır gibidir Karadeniz kıyılarında: Thalatta, thalatta.







Paylaş:

24 Ocak 2013

21 Ocak 2013

Amsterdam- Gezi Notları Bölüm 1

Bir baktım ki çok uzun bir ara vermişim gezi notlarımı yazmaya. Hemen açığı kapatmaya başlayayım.
Brüksel'den sonraki durağımız özgürlükler şehri Amsterdam.
Brüksel'den  2 saatlik bir tren yolculuğu ile Amserdam'a ulaştık.

Otelimiz Taksim meydanı gibi olan Dam Meydanındaydı. Otelin yeri itibariyle gece gündüz gezebildik. Amsterdam, bekarken veya çok kıskanç bir eşiniz yokken gezilmesi gereken bir yer. Biz aynı kafadan olduğumuz için gezerken hiç sıkıntı çekmedik. Oraya kadar gitmişken kıskançlığı bir kenara bırakıp gezmek gerekir. Dar  ve hareketli sokakları, cıvıl cıvıl  kanalları, Van Gogh müzesi görülmeye değer. Detaylı bir yazı yazacağım. Şimdilik bu kadar.


Paylaş:

13 Ocak 2013

In Bruges ile evde sinema keyfi


Belçika'nın Ortaçağ'dan kalma, tarihi Brugge şehrinde geçen bir hikaye. Londra'daki patronları Harry, tetikçi Ken ve Ray'i bir cinayetten sonra Brugge'e gönderir. Harry arayana kadar, ikili şehirde bir turist gibi vakit geçirerek, mümkün olduğunca beladan uzak durmaya çalışır. Ancak bela her zamanki gibi yerinde durmaz ve onları bulur. Patronları aradığında ise, zaten o zamana kadar türlü tuhaf durumlara tanıklık eden ikili, bu kez kendilerini gerçek bir kaosun içinde bulur. Film konusu itibariyle biraz ağır ilerliyor. Buna rağmen bittiğinde tüm duygu karmaşasını içinizde hissetmenize neden oluyor. Colin Farrell performansı süper. Beni etkileyen bir film oldu. Brugge tam benim tarzım bir şehir. Gotik bir havası var. Hafta sonu saçma sapan dizi tekrarları izlemek yerine, çok güzel bir film izlediğim için mutluyum.

Paylaş:

12 Ocak 2013

Çığ - İstanbul Şehir Tiyatrosu Oyunu


Bugün Kadıköy Haldun Taner sahnesinde izlediğim oyun. Oyuna gitmeye cuma karar verdim. Hal böyle olunca arka sıralardan koltuk buldum. Oyun konusu itibariyle çok yüzeysel görünse bile, içinde birçok sosyal mesaj barındırıyor. Yazar oyunun ana temasını "susmak kabullenmektir." üstüne kurmuş.

Oyun, çığ tehdidiyle insanların yüksek sesle konuşmaya korktuğu bir köyü anlatır. Bu köyde insanlar belli kurallara uymak zorundadırlar. Senenin dokuz ayı karlarla kaplı olan bu köyde tam bir sessizlik hâkimdir. Oyun zamanından önce doğacak olan bebekle hareketlenir. Bundan sonra gelişecek olan olaylar; sürece ve çaresizliğe bir başkaldırıdır.
Tek perdelik bir oyun. Sonuna doğru çok duygu dolu anlar yaşamama neden oldu.
Paylaş:

8 Ocak 2013

Portakallı Kek


Hafta sonları genellikle mutfakta farklı şeyler yapıyorum. Çalışınca akşamları pasta börek için vakit ayıramıyorum. Bu tarifi ilk defa denedim. Yapılışı çok kolay.

Malzemeler:

  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 1 portakalın kabuğu
  • Dörtte bir su bardağı sıvı yağ
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • Yarım su bardağı ceviz içi
  • 1 portakalın suyu
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu

Yapılışı:

  1. Yumurta ve şekeri çırpın. Vanilya, portakal kabuğu, sıvıyağ ve yoğurdu ekleyip karıştırın. 
  2. Cevizi ve portakal suyunu ekleyin. Unu ve kabartma tozunu ilave edip karıştırın ve yağlanmış kalıba dökün.
  3. Önceden ısınmış 175C fırında 25-40 dakika pişirin.

Sonuç harika bir lezzet.
Afiyet olsun.

Paylaş:

1 Ocak 2013

Uzun bir aradan sonra diktiğim elbise

Daha önce dikiş dikmeye karar verdiğimi söylemiştim. Burda dergisinin Eylül sayısında yer alan elbisede karar kıldım. Geçen hafta biçtiğim elbiseyi bugün bitirebildim. Bugün ara bir tatil olduğundan evden çıkmamayı tercih ettik. Sabah erken kalkıp yemeklerimi de yaptım. Kocaman bir öğlenden sonra benim oldu. ilk önce uzun kollu yaparım diye düşünmüştüm. Sonra kararımı değiştirdim. Hal böyle olunca bir eteklik kumaşım artmış oldu. Eteği de en kısa zamanda dikmeyi düşünüyorum.Elbise ve eteğim maliyetine gelecek olursak, 15 TL. Bu fiyata bir penye bile alamıyoruz artık. Böyle düşününce diktikçe dikesim geliyor.

Paylaş:
Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.