Stefan Zweig ile tanışalı sekiz sene oluyor. İlk olarak "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu" adlı eserini okudum. Okuduğumda bir erkeğin bir kadın gibi düşünüp, o duygu yoğunluğunu böylesine güzel okuyucuya aktarabilmesinden çok etkilendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
2014 yılında ise, şimdilerde instagram hikayelerine ve görsellerine meze olan "Satranç" adlı kitabını okudum. İyi ki de okumuşum. Eğer o zaman okumasaydım, bir anda patlayan ve popüler olan kitapları okumaya pek yanaşmadığım için bu dönemde de büyük bir ihtimalle okumayacak ve böylesi güzel bir eserden mahrum olacaktım.
Araya çok kitap girdi. Uzunca bir süre Zweig okumadım. Sağda solda yazarın kitaplarını görünce yeniden Zweig okumalarına geri döndüm. Sosyal medyanın nadide faydalarından biri bu olsa gerek. Gömülü Şamdan, Olağanüstü Bir Gece ve Mürebbiye derken bir gün önce Montaigne adlı kitabını bitirdim. Böylelikle toplamda dokuz adet Zweig kitabı okumuş oldum.
Stefan Zweig'ın kalemini çok severim. Kelimeleri inci gibi dizer ve size harika bir okuma keyfi sunar. Bunu yazdığı biyografi türünde sürdürebilmesini görmek beni oldukça keyiflendirdi. Montaigne adlı kitabı okurken bir biyografiden çok bir roman okuyormuşsunuz hissi yaratabilmesi bir Zweig ayrıcalığı.
Kitabın baş kahramanı herkesiniz tanıdığı yazar olan Montaigne. Nasıl tanınmasın? Türkçe derslerinin vazgeçilmezidir "Denemeler" adlı eseri. Peki bu denemeleri yazan ustanın hayata nasıl gözlerini açıp, nasıl bir yaşam sürdüğünü merak ediyor musunuz? Eğer cevabınız evet ise Zweig'ın yazdığı bu muhteşem biyografiyi zevkle okuyacaksınız.
Hayır, ben Montaigne ve eserini de bilmiyorum diyorsanız, alın size Montaigne ile tanışmak için bir farklı bir yol. İzin verin, ilk önce Zweig size Montaigne anlatsın. Sonra istemsizce eliniz Denemeler adlı esere kayacaktır zaten.
Konu biyografi olunca kitabı yorumlamak yerine özet çıkarmayı yeğlediğim. Mümkün olduğunca sade olmasına dikkat ettim.
Eğer kitabı okumayı düşünüyorsanız özeti kitaptan sonra okumanınız tavsiye ederim. Yok ben tembelim, yazdıkların da beni kitabı okumaya ikna etmedi diyenelerdenseniz sizi kitap özeti ile baş başa bırakıyorum.
Keyifli okumalar.
Montaigne Kimdir?
16. yüzyılda yaşamış Fransız yazar ve Montaigne soyadının tek varisidir. Eğer 1477 tarihinde dedesinin babası Montaigne şatosunu satın almasaydı ve Montaigne'nin babası bu yurtluğu kendi adına bir soyluluk ünvanı olarak eklemeseydi, biz bugün denemeleri yazan o ünlü yazarı Montaigne soyadı ile değil de Eyquem soyadı ile tanımış olacaktık. Montaigne doğduğunda şatoda el bebek gül bebek yetiştirilmesi beklenir. Lakin babası radikal bir karar ile daha ana sütünden kesilmeyen Montaigne'ni şatodan uzaklaştırır ve ufacık bir köyde yaşayan yoksul bir oduncu ailesinin yanına verir. Babasının böyle davranmaktaki amacı; oğlunun sadelik ve azle yetinirlik yolunda eğitilmesi ve bedensel bakımdan sağlıklı olmasıdır. Bu nedenle Montaigne şeker ve şekerli yüyecekler yerine, köylülerin sıradan yüyecekleri olan siyah ekmeği,füme eti ve sarımsağı yemeği yeğlediğini birçok kez dile getirmiştir. Montaigne şatoya döndüğünde Fransızca bilmeyen dadıların eline teslim edilmiştir. Babasının emri ile şatoda Montaigne'le Fransızca konuşulması kesinlikle yasaklanmıştır. Montaigne 4 yaşına geldiğinde kurduğu ilk cümleler Latince olmuştur. Bu vesile ile şatoda yaşayanlar da Latinceyi sökmüştür. Böylelikle Latinceyi en yetkin düzeyde okur ve konuşur hale gelmiştir ve yaşadığı süre boyunca birçok Latince eseri okuma keyfine erişmiştir. Bu tutumundan dolayı babasına minnet duyduğunu da daha sonra hep dile getirmeyi ihmal etmemiştir. Montaigne delikanlılık döneminde, şatoya sonra eklenen kuleyi kendi yaşam alanına çevirir ve 10 yılını bu kulede geçirir. Okuduğu kitaplardan notlar alır. Kitaplar ile konuşur. Bu süreç onu kitaplarda yazılanlara cevap vermeye iter ve şimdilerde bir klasik halini almış olan denemeleri yazmaya başlar. Uzunca bir süreden sonra, 48 yaşında elini eteğini çektiği dünyaya yeniden kapılarını açma kararı alır ve 17 ay 8 gün sürecek bir yolculuğa çıkar. Böylelikle özgürlük hissini tatmış olur. Yolculuğunu almış olduğu bir devlet görevi davetiyesi ile yarıda bırakır ve şatosuna geri döner. İki dönem belediye başkanlığı yapar. İkinci dönemde ülkeyi kasıp kavuran veba mikrobundan korkarak ailesini de yanına alarak vebadan kaçar. 6 ay süren bu kaçıştan sonra tekrar şatosuna geri döner. Artık ölümüne çeyrek kalan dönemde, kızı yaşında sayılacak Matmazel Marie de Gournay ile nişanlanır. Montaigne, mirasının en değerli parçasını, yani ölümünden sonra denemelerinin bastırılması işini bu kıza emanet eder. Bundan sonra hayatı ve hayatın beraberinde getirdiği her deneyimi incelemiş olan Montaigne'in öğreneceği tek bir şey, hayatın sunacağı son deneyim kalmıştır: ölümün kendisi. Montaigne, 13 Eylül 1592 yılında yaşadığı gibi bilgece ölür.
✄----------------------------------------------------------------------