28 Şubat 2013

Cam tiyatro oyunu


Bu akşam bir senedir biletini kovaladığım Cam adlı oyuna gittim. Gitmez olaydım. Bu kadar vasat bir oyun ve kötü izleyiciyi isteseniz bir araya toplayamazsınız. 2 perdelik oyunun arasında dayanamayıp çıktık. İlk defa internet araştırmalarım fos çıktı. Verdiğimi paraya mı, yoksa boşa geçen zamanıma mı acıyayım bilemedim. Uzun zamandır Türk yazarların yazdığı (yeni yetmelerden bahsediyorum) sinema filmlerine gitmiyorum. Bugün anladım ki tiyatroda da bu ayrımı yapmak lazım. Oyunun konusu tamamen bir pembe diziden fırlamış gibiydi. Oyuncular çabalasalar bile o repliklerden bir şey çıkmazdı. Nitekim çıkmadı da.

İzleyiciler ise ayrı bir sorundu zaten. Oyun başladıktan sonra etrafta ateş böcekleri dolaşır gibi telefonları ışıkları yanıp sönüyordu. Bu nasıl bir zihniyet telefonu kurcalayıp duracaksan gelme kardeşim oyuna. Biz 50 TL verip bileti alırken, sana bedava mı verdiler bu bileti anlamadım ki? Ayrıca önümüzde oturan teyzenin telefonu çaldı. Utanmadan zır zırrr müzik eşliğinde telefonunu çıkardı, yetmedi uzun uzun arayan numaraya baktı, o da yetmedi açıp şu an müsait değilim kimsiniz dedi. Sonrada Aaa!!! Seher hanımcım siz misiniz demez mi? İnsanlar ne yapıyorsunuz kapatın dediler de öyle kapattı.

Tam bir kabustu anlayacağınız.
Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim Devlet Tiyatrolarımıza sahip çıkalım. Bu güne kadar gittiğim hiç bir oyun beni hayal kırıklığına uğratmadı.
Devlet tiyatrolarını yaşatalım.


Paylaş:

27 Şubat 2013

Mart Ayı Burda Dergisi (Elbise dikimi)

Burda dergisine senelik abonelik yaptım. Nasıl güzel oluyor. Her ay adresimde. Bu ay ki sayıda iki elbise modeli beğendim. Dün birinin kalıbını çıkardım bile. Az sonra kumaşa yerleştirdiğim kalıpları keseceğim. Ufacık bir değişiklikten sonra. ince askısını biraz genişletmeyi düşünüyorum. İş yerinde rahat kullanabilmek için. Bitince resmini paylaşırım.




Paylaş:

Amsterdam

Bilgisayarı karıştırırken tatil resimlerimizi göz attım. Ne güzel ,eğlenceli vakit  geçirmişiz. Şimdi ise elimizde kalan sadece dijital kareler var. Amsterdam'ı çok sevdim. Herkes çok huzurlu. Kimse kimseye karışmıyor. Bizim gibi telaşları yok. Sakin yaşıyorlar. Bu zamanla insana koymaya başlıyor. Neden yeryüzünde milyonlarca insan rahat rahat yaşarken, biz hep bir koşuşturma içindeyiz anlam veremiyorum. Üretmek için, yaşamak için, geçinmek için inanın koşuşturmaya gerek yok.



Paylaş:

26 Şubat 2013

Mısır Firavunu figürlü kumaş


Dilek'in  geçen yıl " al sen kesin bir şekilde değerlendirirsin"  dediği bir kumaş var elimde. Eşinin Mısır'dan getirdiği takvimde varmış. Resimde pek anlaşılmadı ama yüzleri yaldızlı. Gayet değişik ve şık bir şey. Ben de çanta yapmaya karar verdim. Tabi yeni fikirlere açığım. Bir öneriniz varsa ve paylaşırsanız beni çok mutlu edersiniz.
Paylaş:

23 Şubat 2013

Yeşil Elbise


Bundan önce puantiyeli kumaşımla bir elbise bitirdim. Resmini paylaşmayı unutuşum. Bir ara paylaşırım. Sırada yeşil kumaşım var. Bu sefer elimde olan bir kalıp üzerinde oynama yaptım. Orijinal modeli ince askılı idi. Omuzlar genişlettim, yakasını v yaptım. İlk provamı da yaptım, yarın bitiririm. İşin en zor kısmı kendi kendini prova etmek. Ondan sonrası kolay. Bana kuplu elbise kalıbı lazım yaaa. Bir türlü burda sayısında çıkmıyor. Mart ayını heyecanla bekliyorum.
Ahh akılsız kafam ahhhh. Canım burdalarımı (yaklaşık 40-50 adetten bahsediyorum)  attığıma yanıyorum. Annem evlenince al kızım bunları dedi. Bende anne dikmeye vaktim yok. Uğraşamam dedim. At gitsin dedim. Demez olaydım. Şimdi bir kalıp için yanıp tutuşuyorum.






Paylaş:

15 Şubat 2013

Parfümün Dansı Tom Robbins


Aslı'nın yılbaşı hediyesi olan Parfümün Dansı kitabını geçen hafta bitirdim. Çok beğenerek okuduğumu söyleyebilirim. Kitap, ölümsüzlüğü arayan Kral Alobar, ona yol arkadaşlığı yapan tanrı Pan ve hikayenin baş kahramanlığını üstlenen Kurda'nın yaşam öyküsünü konu alıyor.
Kitap okurken beğendiğim satırların sayfa numaraları not alırım. Kitaplarımı karalamaya hiç dayanamam.
Şimdi sevdiğim satırları istediğim zaman okuyabilmek adına bloguma yazmaya karar verdim.

Burada öğrettiklerine göre varoluşun çoğu ıstırap çekmek. Istırap da arzulardan geliyor. Demek ki eğer arzuları ortadan kaldırabilirsek, o zaman ıstırabı da kaldırmış oluruz. Bu tabii doğru bir bakıma. Dünyada çok ıstırap, çok sefalet var, tamam; ama bir yığında zevk var. Eğer bir insan ıstıraptan kurtulmak uğruna tüm zevkleri de en baştan reddediyorsa, ne kazanır? içinde ne ıstırap ne de zevk olmayan bir hayat boş bir hayattır. Nötr bir hayattır. Aslında lamaların amacı da yokluğun hiçliği zaten. İsteyerek hiçliği aramak ise yenilgiden bile beter. Kudra, bu teslim olmak demek. Korkakça teslim olmak.

Eğer arzu, ıstırabı getiriyorsa, belki akıllıca arzu etmediğimizdendir ya da arzu ettiğimiz şeyi ustaca elde etmesini bilmediğimizdendir.

 Çiçekler Fransa'nın güneyinden geliyordu. Bugün hala dünyanın en iyi cins yaseminleri orada yetiştirilir. Evet vahşi hayvanı yatıştırma işi yasemine bırakılmalıydı. Çünkü yasemin ta eski zamanlardan beri bir sevinçli hayvan hareketlerinin koku pandomimini oynayıp gitmektedir. Belki başka bazı çiçekler de onun kadar tatlıdır; ama yasemin aşırı hassas olmadan tatlıdır, mertçe tatlıdır, ödün vermeksizin tatlıdır. "Ben tatlıyım" der yasemin."Eğer beğenmeyen varsa, küçük oğluna almasın" der. Kolay yayılır ama usandırıcı değildir. Romantiktir ama pek seyrek melankolik olur. Yaseminde yabani bir yaratığın zarafeti vardır. Kendi kendine yeterli, kabına sığmayan bir nitelik. Tropik gecelerde öten canlı bir saksofondur sanki. Pan'ın salgıları, yaseminin şekerli kahkahasını duyar duymaz hipnotize oldu, faaliyetlerinin bir kısmını durdurdu.

Paylaş:

12 Şubat 2013

Japonca ders notları-1


Japonca gramer olarak Türkçe ile hemen hemen aynı. İngilizcedeki gibi özne cümlenin neresinde, soru sorarken başına ne getirmeliyim gibi sıkıntıları yok. Soru sormak istediğinizde sonuna " ka" eklemeniz yeterli. Bizdeki soru eki gibi.

Hemen bir örnek ile anlatayım.

Soru : O genki desu ka?        - iyi misin?        Okunuşu : O genki deska?
Cevap: Hai, genki desu.         -Evet iyiyim.     Okunuşu:  Hai genki des.

İşte bu kadar basit.
Not: Okurken" Desu " sonunda yer alan "u" okunmuyor.

Şimdi ilk derste öğrendiğim kelimeler:

Japonca                Türkçe          
Ohayoo                  Günaydın        
Konnichiwa             Merhaba (ch- ç diye okunur.) Konniçiva
Konbanwa              İyi akşamlar (" b" önce "n "gelirse "m "olarak okunur.)
Oyasumi                  İyi geceler
Arigato gozaimasu   Teşekkürler efendim. ("u" okunmaz.) Gozaimas
Doozo yoroshiko     Tanıştığımıza memnun oldum.("Sh" -" ş" diye okunur.)

1- Şahıs Zamirleri
Tekil                                           Çoğul
Watashi -Ben                              Watashi tachi- Biz
Ananta- Sen,Siz                          Anata gata-Sizler
Kanojo-O (kadın)                        Kanojara-Onlar (kadın)
Kare- O (erkek)                           Karera- Onlar (erkek)

Not: "j" sesi olmadığından "c" diye okunur.  Örnek: kanoca

watashi wa yasemin desu. -Ben Yasemin'imdir.

"Wa" eki her zaman öznenin sonuna gelir.
"Desu" bizdeki -dır, -dir eki gibi kullanılır.

2- İşaret Zamirleri

Tekil                    Çoğul
Kore-Bu             Korera-Bunlar
Sore-Şu              Sorera- Şunlar
Are-O                Arera   -Onlar

Örnek cümle kuralım:
bunun için kelimelerimiz
Hon- Kitap
E- resim

Kore wa hon desu. * Bu kitaptır.
Are wa e desu* O resimdir.

3- Sayılar
0- zero, rei
1-ichi
2-ni
3-san
4- yon, shi  (iki farklı şekilde kullanılıyor)
5-go
6-roku
7-nana,shichi
8-hachi
9-ku, kyuu
10-juu
11-juu-ichi
12-juu-ni
20- ni-juu
21-ni-juu-ichi
100-hyaku

Paylaş:

Ve sonunda kitap çantası kullanıma hazır

Kısa bir aradan sonra çantamın sapını bitirebildim. Tam istediğim gibi oldu. Tek eksiği şu an mıknatıslı çıt çıt. Onu da bir ara Eminönü'ne gidince toptan alacağım. Küçük tuhafiyelerde bulamıyorum. Eksi pantolonumdan çok güzel bir kitap çantası yapmamın mutluluğunu yaşıyorum bugün.


Çantamın içinde bir gözü var not defterimi ve kalemimi koyabilmem için. 





Paylaş:

4 Şubat 2013

Mimlendim! ve Mimledim!

http://all-about-books-n-books.blogspot.com/ tarafından mimlendim.
Selin'e bu eğlenceli işe beni karıştırdığı için teşekkür ediyorum.

Şimdi gelelim bu etkinliğin içeriğine;
- Sizi mimleyen bloga teşekkür edeceksiniz.
- Size sorulan 11 soruya cevap vereceksiniz.
- Kendiniz hakkında 11 gerçek yazacaksınız.
- Son olarak izleyicisi 200 kişinin altında olan 11 blogu "MİMLEYECEKSİNİZ" ve cevaplamaları için 11 soru soracaksınız.
İşte bu kadar basit ve eğlenceli.

Sıra hakkımdaki 11 gerçeği yazmaya geldi:


1-Çok sabırsızımdır.
2- Kolay arkadaşlık kuramam. Kurduğum zaman ise hep uzun soluklu arkadaşlıklarım olur.
3-Yabancı dile zerre kadar yatkınlığım yok. Bunun için kendime çok kızarım. Ama çok öğrenme çabası içine de girmem.
4- Dans benim hayatımın büyük bir parçası. Her yerde kendimi müziğin ritmine bırakabilirim. Evde bir dans köşem vardır.
5-Çok hayal kurarım. Kurduğum hayalleri rüyamda görürüm.
6- Duygusalımdır. Her şeye çok çabuk ağlarım. Ağladığıma sinirlenir, bir de onun için ağlarım.
7- Motorsiklet sürmeyi çok istediğim için ehliyetini bile aldım.Herkes motor ile ilgili hoş olmayan kazaları anlattığı için, bir türlü cesaret edip motor alamıyorum. Ne zaman alacaksın diye soranlara o nedenle hep seneye yaza diyerek geçiştiririm.
8- Aptal insanların çevremde olmasına dayanamam. Öyle olduklarını sezersem ortamdan hemen uzaklaşmaya bakarım.
9-Kocaman bir kitaplığım olsun isterim. Bunun için de kitaba verdiğim paraya hiç acımam. Kitaplarımı da kimseye vermem.
10- Uçakla seyahat ederken pilot kabinine gitmemek için kendimi zor tutarım.Uçakta en çok merak ettiğim yerlerden biridir.
11- Farklı ülkeler, kültürler görmeye bayılırım. Gördüğüm şeyler ufkumu açar. Para biriktirdiğimiz zaman eve eşya almak yerine seyahat ayarlamak bana daha cazip gelir.


Selin'in sorularına verdiğim cevaplar;


♦ Kitaplara eş değerde sevdiğin bir şey var mıdır? Varsa nedir?
** Kitap ayraçlarım.
♦ Takma adın var mı? Varsa o adı neye göre seçtin ya da sana nasıl hitap edilmeye başlandı? Yani hikayesi nedir?
** Evet var. Karınca derler. Devamlı bir şeyler üretmeyi sevdiğim ve hiç boş durmadığım için aldım bu takma adı.
Kitap okurken aynı anda şarkı dinleyenlerden misin? Belirli kitaplarla özdeşleştirdiğin şarkılar var mı? Varsa bunlar nelerdir?
** Kitabı bütün ortamlarda okuyabiliyorum. Müzik sesi beni rahatsız etmez. Özdeşleştirdiğim şarkı düşündüm de aklıma gelen yok.
♦ Seri kitapları mı daha çok seversin yoksa tek kitapta her şeyin olup bitmesinden hoşlananlardan mısındır?
** Seri kitap okudum. Genelde 2 ve sonrasında ilk kitabın konusundan kopuyor. Ben tek kitapta bitmesinden yanayım.
♦ Hayatta en çok gerçek olmasını / senin olmasını istediğin şey nedir?
**Yurt dışında bir evim olmasını istiyorum.
E-book mu yoksa eski usul, ellerinde hissedebileceğin kitapları mı okumayı tercih edersin?
** Kitaplığıma çok değer veririm. Tercihim kitaplar olur her zaman.
♦ En sevdiğin şarkıcı / grup ve onun / onların en sevdiğin şarkısı nedir?
**Onu en çok seviyorum desem diğerlerine haksızlık etmiş olurum. İlla da bir tane belirtmem gerekirse; Hayko'nun Ölüyorum Şarkısı hepsinden bir tık önde geliyor.
Kendin hiç ayraç yaptın mı? Yaptıysan eğer kendi yaptıklarını mı yoksa kitapların orjinal ayraçlarını mı tercih edersin?
** Evet ayraç yaptım. Orjinal ayraçları almayı da severim. Gittiğim ülkelerden de ayraç alıyorum.
En sevdiğin, bir anlamda hayatını etkileyen ünlü bir alıntı / alıntılar var mıdır?
** Haklı olma ihtiyacı, sıradan insanlara özgüdür. Albert Camus
♦ En sevdiğin mevsim hangisidir?
** Yaz ayı.
Dürüstçe cevap vereceğini varsayarak soruyorum. Elinde bir şeyleri değiştirecek güçte tek kullanımlık bir güç olduğunu düşünelim. Bu kadar büyük bir şans avuçlarındayken bencillik edip kendi isteklerin doğrultusunda mı kullanırdın yoksa daha geniş düşünüp herkesin yararına olan bir değişiklik yapmak için mi kullanırdın? Ve bu değişiklik (bencillik edip de yaptığın yada herkesin yararına olan) ne olurdu?
** Kendi isteklerim için kullanırdım. Başka bir gezegen de yaşayabilecek ortamı sağlardım.

Sorular için teşekkürler. Cevaplarken çok zevk aldım.



Ben artık sıramı savdım. Şimdi sıra sizde.

İşte benim sorularım. Kolay gelsin.

1- Türkiye dışında hangi ülkede yaşamak isterdin? Neden?
2- Hangi filmde hangi karakteri oynamak isterdin?
3- Mesleğin nedir?
4- Karar verirken hangisi ağır basar? Duyguların  mı? Mantık mı?
5- İmkanın olsaydı hangi masalın sonunu ne şekilde değiştirmeyi isterdin?
6- Reenkarnasyona inanıyor musun? Eğer inanıyorsan daha önceki yaşamında ne olduğunu düşünüyorsun?
7 -Hangi icadın sahibi olmak isterdin?
8- Bir daha asla yapmam dediğin bir şey var mı?
9- Aylık takip ettiğin bir dergi var mı? Varsa hangisi?
10- Senin için el işimi önemli mi? Fabrikasyon pahalı ürünler mi?
11- Hangi tür hediyeler almaktan hoşlanırsın?





Sorularımı yanıtlaması için seçtiğim 11 blog:
  •    http://fulatolye.blogspot.com/
  •    http://ruzgarlakonusan.blogspot.com/
  •    http://dilsizkuyu.blogspot.com/
  •    http://suanyisan.blogspot.com/
  •    http://kitabxanam.blogspot.com/
  •    http://kirmiziruh.blogspot.com/
  •    http://terapiuzerine.blogspot.com/
  •    http://pelerinekonanucucbocegi.blogspot.com/
  •    http://retrospektifdurbun.blogspot.com/
  •    http://sacmalayaninsan.blogspot.com/
  •    http://handmadeoz.blogspot.com/
Paylaş:

2 Şubat 2013

Kitap Çantası

Serviste devamlı kitap okuyorum. Çantam büyük olunca sorun yok, fakat küçük çanta kullanınca devamlı elimde bir poşetle dolaşmak zorunda kalıyorum. Artık poşet taşımaktan gına geldi. Kendime kitap çantası dikmeye karar verdim. Geçen hafta çalışmaya başladım. İşte çantam. Üzerine keçeden şapkalı bir kız işledim. Çantanın ağzını çıtçıtlı yapmayı düşünüyorum. Karar veremediğim şey sapını nasıl yapacağım. Bana fikir verirseniz çok mutlu olurum. Yorumlarınızı ve fikirleriniz bekliyorum.





Paylaş:

Yeni Kumaşlarım

Bu gün havayı güzel görünce kendimi Ümraniye kumaşçılar çarşısında buldum. İlk önce kumaşçıların hepsini gezdim. Renk renk, desen desen ne ararsanız var. İnsanın dükkanlardan çıkası gelmiyor. Gözüme kestirdiğim kumaşları aldım.




Bunların hepsini elbise olacak. Tek parça olduğu için altına, üstüne ne giysem derdi olmuyor. İş yeri de sıcak olduğundan hepsini kolsuz dikmeyi planlıyorum. Ne kadar sıcak olabilir dediğinizi duyar gibiyim. Dışarısı 1-2 derece iken bizim ofis 28 dereceyi görüyor.
Bu sefer farklı ve desenli kumaşlar tercih ettim. Şimdi sıra burdaları karıştırıp uygun modeller bulmakta.
Bu arada ortadaki 3 kumaşın metresi 4 TL. Diğer ikisinin ise metresi 5 TL.
Çok karlı bir alışverişle günü kapamanın mutluluğu ise paha biçilemez.
Paylaş:

Pırasalı Börek



MALZEMELER : 

  • Dört adet yufka
  • Yarım kg pırasa
  • Yarım su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri,
  • 1 tatlı kaşığı kimyon
  • 3 yemek kaşığı sıvı yağ

Arasına sürülecek sos malzemesi:

  • 1 yumurta
  • Yarım su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı süt

YAPILIŞI:

Pırasalar ince ince doğranır. Sıvı yağıda suyu çekinceye kadar kavrulur. Ocaktan alınır kimyon ilave edilip karıştırılır soğumaya bırakılır.
3 yumurta, sıvı yağı ve süt çırpılarak yufkalara sürülecek sos hazırlanır.
Tepsi sıvı yağ ile yağlanır.
İki yufka kırışık yayılarak serilir, aralarına hazırlanan sostan sürülür. Üzerine pırasa harcı ve kaşar peyniri rendesi serpilir.
Kalan iki yufka yine kırışık şekilde aralarına harç sürülerek tepsiye serilir. Üzerine kalan sos dökülür.
Börek kesilerek, 170 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.   
Paylaş:
Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.