Kahve bahane derken, balkonda bana eşlik eden içeceğin çay olduğunu yazmak ne denli doğru bilmiyorum. Eylül görünümlü Temmuz akşamında, balkonda hırka ile otururken, kendime bir bardak çay koyup, uzun zamandır yazmadığım kahve bahane yazısını yazmak istedim.
Aslında taslakta bekleyen başka bir yazı var. İki hafta önce, fırtınaya rağmen Krakow'a iki saat uzaklıkta olan bir şehir ziyaret ettiğimi anlatan bir yazı. Yazdım, hatta yazıyı yarıladım. Sonra döndüm okudum. Sanki o yazıyı ben değil de başka biri yazmış gibi hissettim. O yüzden de taslak olarak kaldı. O öyle bekleyedursun ben yine ortaya karışık bir yazı yazmak için buradayım.
Bu sene yaz ayı buralara uğramadı. Yağmurun yanı sıra hava soğuk. Yaz yağmuru olsa bir nebze sevilir fakat böyle yağmurlu soğuk havaların benim üzerimdeki olumsuz etkilerini yazmakla bitiremem. Neyse konumuz bu değil. Konumuz sümüklü böcekler. Aman nerden çıktı bu demeyin. Çünkü kendilerini her yağmur sonrası yollara vuruyor bu hayvanlar. Sabahları yürüyüşe gidiyorum. Üstlerine basmamak için gerçekten efor sarfediyorum. Resmen intihar eylemine kalkışıyorlar her yağmur sonrası. Onlarda mı yağmuru sevmiyor acaba.
Seviyor sevmiyor konusuna gelince. Bisikletimle aşk yaşadığımı bilmeyen yok. Geçenlerde de bir firmanın bisiklet baskılı t-shirtlerini gördüm. Ama gelin görün ki sadece erkekler için üretmişler. Ve en küçük bedeli L. Ayıptır dedim. Aldım attım sepete. Sonuçta terziliğimi konuşturup kendime orijinal bir t-shirt yapacağım. Dikiş dikmekten anlamanın artılarını kullanmak lazım.
Artı demişken; doğum günümün artılarından yani hediyelerimden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Bu sene harika hediyeler aldım. Uzaklardan gelen, içinde uzay temalı birçok şey bulunduran bir paket. Astronotları pek bi severim. Kolumda da dövmesi var. O yüzden benim için mükemmel bir hediyeydi.
Bir diğeri de harika bir albüm. Ne zamandır aklımda çektiğim fotoğrafları bastırıp bir albüm yapma fikri vardı. Ve bundan kimseye bahsetmemiştim. Sanki arkadaşımın içine doğmuş gibi harika bir albüm alarak kutladı doğum günümü. En kısa zamanda basılacak fotoğrafları ayarlayıp, albümü doldurmak lazım.
Ve yine bisiklet. Çünkü Yasemin dediklerinde arkadaşlarımın aklına gelen üç şeyden biri kesinlikle bisiklet olur. Şimdi mini mini bir bisiklet kolyesi var boynumda. Arkadaşım bunu görür görmez tam olarak senin için yapıldığını düşündüm dedi. Geldiği günden beni boynumdan çıkarmıyorum. O kadar güzel ki.
Keşke her şey böyle güzel olsa. Son iki üç gündür Türkiye gündemi yine içimi daralttı. Cinayetler, saçma sapan yasaklar, bunlara devamlı maruz kalmak insanının tüm ruh sağlığını bozuyor. Uzakta olsam bile ailem, sevdiklerim orada. Kayıtsız kalamıyorum. Belki de tilki misali dönüp dolaşacağım yer orası diye endişe duyuyorum bazen. Zaten bıraktığımda kötü bir hal alıyordu. Şimdi gün geçtikçe daha da kötüye gidiyor.
Kötü giden bir diğer şey de ayağım. Tam düzeldi artık koşabilirim diye düşünken, ara ara yoklayan ağrılarım beni endişelendiriyor. Son bir haftadır hiç ağrımayan ayağım az önce yemek yaparken, mutfakta bir ileri bir geri gezinirken yeniden ağrımaya başladı. Bakalım umarım yine bana doktor yolları gözükmez.
Yol demişken; gerçek anlamda bir tatile ihtiyacım var. Kimin yok ki? En son geçen sene iki hafta tamamen işten uzak bir tatil geçirmiştim. Şimdi tam olarak öyle bir tatile ihtiyacım var. Deniz kıyısında kitap sayfalarımı çevireyim, gün doğumunda sporumu yapayım, iki hafta, yok eftsi havalesi gitti mi? Gümrük işleri bitti mi? diye düşünmeyeyim istiyorum. Türkiye'ye gitmek hayal oldu. Polonya sınırları Ağustos ayına kadar açmıyor. Uçuş yok. Belki bir çılgınlık yapıp, buradan araba ile Hırvatistan'a gidebiliriz. Onda da yol gözümüzde büyüyor. 14 saat direksiyon sallama fikrine şimdilik uzağız.
Hayaller ve gerçekler mottosunu benimsemiş bir şekilde yaşamaya devam. Şimdiki gerçekliğime şükür ediyorum etmesine ama hayal kurmaktan da vazgeçmiyorum. Çünkü hayal kurmanın insanı yaşama bağladığına inanıyorum. O zaman inanmaya ve yaşamada devam.
Yine bitmemek için çabalayan bir kahve bahane yazısı, yine bitirmek isteyen Yasemin'in kapanışı yapabilmek için çabaları...
Sözü daha fazla uzatmadan, bir sonraki kahve bahane yazısında görüşmek üzere diyorum. Şen ve esen kalın.
✄----------------------------------------------------------------------