Türk toplumu olarak okumaya pek düşkün değiliz. Bunu ben değil, her sene yapılan anketler verileri diyor. 2016 verilerine göre, Türkiye'de kişi başına 8.4 kitap düşüyor. Türk insanı okumaya günde ortalama sadece 1 dakikasını ayırıyor. Ayrıca ihtiyaçlar listesinde kitap 235. sırada yer alıyor. Maalesef bunlar iç açıcı değil.
"Neden okumuyorsuz?" sorusuna verdiğimiz cevaplar ise neredeyse aynı.
⇒ Kitaplar çok pahalı.
Pahalı diyenlerin %80'i sigaraya günde en az 10 TL veren kişiler. Bunun yanı sıra artık kitaplara ulaşılabilirlik daha kolay. İkinci el kitaplar var. E kitaplar var. Kütüphaneler var.
⇒ Vaktim yok.
Vakitsizlikten dem vurup, televizyon kumandasını elinden bırakmamak, saatlerce sosyal medya hesaplarında gezintiye çıkmak biraz enteresan değil mi?
⇒ Öğrenciyim ve ders çalışmam lazım.
Ders çalışmak öğrencinin başlığa görev tanımı. Bunda hem fikiriz. Lakin kafanızı rahatlatmak ve derse daha fazla odaklanabilmek için farklı tarzlarda kitap okumanın yararı tartışılamaz.
⇒ Aman okumak bana ne katacak.
İşte bu, "vücudumun %70 su, o zaman su içmeme ne gerek var." demekle aynı şey.
⇒ Ben roman okumayı sevmiyorum.
Kitaplardan bahsedilince sadece romanların akla gelmesi üzücü. Eğitici, içinde araştırma notları barındıran kitaplarla tanışmadığınızın göstergesi.
⇒ Kitaplar çok kalın olduğu için gözümü korkutuyor.
Roman okumak zorunda değilsiniz. Kimse size kitap okumaya "Savaş ve Barış" veya "Don Kişot" ile başlayın demiyor.
Bahane üretmek aslında çok kolay. Bu bahaneleri bir tarafa iterek, bugün öykü okumak için size 5 harika sebep sunacağım.
1- Öyküler kısa olduğunu için zaman sorunu ile savaşmak zorunda kalmazsınız. Otobüste işe giderken, bir yerde sıra beklerken, dinleneme molası verdiğinizde çayınızın yanında bir öykü okuyabilirsin.
2- Okumanın en güzel tarafı bir kitabı bitirdiğinizde yaşadığınız hazdır. İşte öykü okuyarak bu hazza ulaşma süresini kısaltırsınız.
3- Uzun süreli okunan kitaplarda yer alan düşüncelerin sindirilmesi bazen zaman alabilir. Ve bu yeni bir kitaba başlama sürenizi uzatabilir. Fakat güzel kurgulanmış bir öykü bittiğinde tadı damağınızda kalır ve yenisine başlamak için can atarsınız.
4- Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için öykü okumak güzel bir başlangıçtır. Sayfa sayısı gözünüzü korkutmaz. Kısa sürede bittiği için sizi tatmin eder ve uzun okuma maratonunu hazırlar.
5- Yeni yazarlar keşfetmenize olanak sağlar. Merak ettiğiniz bir yazarın kalın bir kitabını okumaktansa, (varsa) öykülerini okumak, yazarın üslubu hakkında bilgi edinmenizi sağlar. Ayrıca hangi tür kitaplara ilginiz olduğu konusunda size yol gösterir.
Öykü okumanın bu denli güzelliklerinden bahsetmişten, severek okuduğum birkaç öyküyü paylaşamadan yazımı noktalamak istemedim.
- Palto - Gogol
- Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig
- Amok Koşucusu - Stefan Zweig
- İnsan Neyle Yaşar - Tolstoy
- 72. Koğuş - Orhan Kemal
- Ceza Sömürgesi - Franz Kafka
- Bir Köy Hekimi - Franz Kafka
- Tatsız Bir Olay - Dostoyevski
✄----------------------------------------------------------------------