Hafta sonu kızlar toplandık ve bir Alaçatı yapalım dedik. Hava oldukça güzeldi. İzmir'de yaşamak gerçekten bir ayrıcalık. Etrafında bir çok güzellik barındırıyor. Bir saat süren bir yolculuk sonrası Alaçatı'nın o harika taş evleri ile süslü sokaklarında bulduk kendimizi. Bol bol fotoğraf çektik. Damla sakızlı Türk kahvemizi yudumladık. Alaçatı sokakları İzmir'in gelinlerine ev sahipliği yapıyordu. Her köşe başında, dış çekim için bir ekip vardı. Alaçatı'dan ayrılamadan kumrucu Şevki'de bir torpil patlattık. Çayımızı ise Çeşme'de ki marinada içelim dedik ve soluğu marinada aldık. Çeşme'nin sokaklarında gezerken, kendime yine rengarenk bir ayakkabı buldum ve hemen aldım.
Bu sene farkettim ki hep renkli şeyler giymek istiyorum. Yazın, doğa o kadar canlı oluyor ki ona eşlik etmeden duramıyorum. Ben resmen yaz ayı için doğmuşum. Bunu bilir, bunu söylerim. Haftaya beş günlük bir Zürih macerası beni bekliyor. Bu güzelim sıcağı bırakıp, soğukla yüzleşmeyi pek istemiyorum açıkcası. Keşke her yerde, hep yaz olsa...
Bu sene farkettim ki hep renkli şeyler giymek istiyorum. Yazın, doğa o kadar canlı oluyor ki ona eşlik etmeden duramıyorum. Ben resmen yaz ayı için doğmuşum. Bunu bilir, bunu söylerim. Haftaya beş günlük bir Zürih macerası beni bekliyor. Bu güzelim sıcağı bırakıp, soğukla yüzleşmeyi pek istemiyorum açıkcası. Keşke her yerde, hep yaz olsa...