Bir sabah gözlerimi açtığımda (1 hafta kadar önce) mutsuz olduğumu hissettim. O gün bu gündür ne yapsam kendimi düzeltemiyorum. Bozulmuş olabilir miyim? Yaptığım hiçbir şey bana zevk vermemeye başladı. Sanırım var olan neşemi fütursuzca harcadım.
Dans etmek iyi gelirdi hep ruhuma. Durdum ve dedim ki "benimle dans etmeye ne dersin?". İçimdeki çocuk reveransımı karşılıksız bıraktı. Sol omzunu hafif yukarı kaldırıp, belli belirsiz bir ses ile "hııh" diyip, arkası döndü ve gitti. Arkasından bakarken, hiç hareket etmeden, fonda çalan kıpır kıpır şarkıya odaklandım. Sanırım var olan neşemi fütursuzca harcadım.
Kitaplar, bana hep yeni dünyaların kapılarını açar. İçindeki kahramanlar bir anda arkadaşım oluverir. Veronika Ölmek İstiyor'daki Veronika'nın dert ortağı, Kaplan Kaplan'daki Folye'nin dava arkadaşı, Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku'daki Müzeyyen'in hayranı oldum son zamanlarda. Oldum olmasına ama, her kitap bitirişimde içimi saran mutluluk duygusunu bu sefer yanıma uğramadı. Sanırım var olan neşemi fütursuzca harcadım.
Güneşin benim için anlamı çok büyük. Onu her gördüğümde yüzümde aptal bir gülümseme belirir. İçimi garip bir huzur kaplar. Hep benimle olmasını dilerim. Laf aramızda, o da beni seviyor. Bu günlerde gökyüzünden hiç eksik olmuyor. Ama ben ona trip atan sevgili gibiyim. Onu yok sayıyorum. Yürürken bana eşlik etmesin diye ağaçların altına saklanıyorum. "Neden böyle yapıyorsun?" diyor şaşkın bir şekilde. Seninle alakası yok. Benim kendime bile anlatamadığım bir iç sıkıntım var diyorum ve bana dokunmasına izin vermiyorum. Sanırım var olan neşemi fütursuzca harcadım.
Hayal kurmak, kendimi bildim bileli yaptığım en eğlenceli işlerden biri. Hayallerimde sınır tanımam. Bazen uzayın derinliklerine götürürüm kendimi, özgürce hareket edebilmenin keyfine varırım. Bazen uçsuz bucaksız tarlalarda koşar dururum. Bir lahza hayal kurmama yeterken, şimdilerde görüş açımda bulunan hiçbir nesne, yüzümü okşayan rüzgar, ağaçların yeşeren yaprakları, çimlerin arasından bana gülümseyen papatyalar, sakince akan nehir, bankta el ele oturan yaşlı çift beni hayal kurmaya teşvik etmiyor. Gözlerimi kapattığımda gördüğüm tek şey; sonsuz, siyah, sevimsiz koca bir boşluktan ibaret. Sanırım var olan neşemi fütursuzca harcadım.
Her gece yaşadığım gün ile vedalaşıp, uykuya dalacağım an, aklımdan geçirdiğim tek bir dileğim var. Yeni bir güne uyanırken içimde yitip giden duygularımın yerli yerinde olması. Tüm ruhumla dans etmeye başlamak, okuduğum kitapların son sayfasında, yeni bir kitaba başlayacak olmanın mutluluğunu yaşamak, güneş ile kol kola gezmek ve saatlerce hayal kurmak istiyorum. Bu sayede fütursuzca harcadığım neşeme kavuşabilirim belki.
O kadar çok neşem vardı ki, bir gün biteceği aklıma gelmezdi.
Biriktirmek zor, harcamak kolay bu hayatta.
✄----------------------------------------------------------------------