Kahve Bahane #16
Kahve, müzik ve hafifçe yağan yağmur bende yazma isteği uyandırıyor. Ayrıca bu aralar gece tam kafamı yastığa koyduğum anda kelimeler kafamda dans edip duruyor. O kadar güzel cümleler oluşuyor ki aklımda, bunu yazmalıyım diyorum. Peki sonra ne oluyor? Sabah kalktığımda o kelimelere dair hiçbir şey hatırlamamış oluyorum. Sanırım bundan böyle yazı yazma işini gece yarılarına erteleyeceğim.
Okumanın yazmaya etkisi inkar edilemeyecek bir gerçek. Geçen seneden beri okunmayı bekleyen Elias Canetti'nin Körleşme adlı kitabı ile Connie Willis'in Kıyamet Kitabı'nı en sonunda okudum. Körleşme çok beğenilen bir kitap olmasına rağmen beni pek etkilemedi. Aslında çok güzel yorumlar almıştı. Maalesef hayran kitlesinde bıraktığı etkiyi bende bırakamadı. Kitabı hangi ruh haliyle okuduğunuz da önemli bir detay. Belki farklı bir dönemde okumuş olsaydım severdim. Bilemiyorum.
Kıyamet Kitabı ise tam anlamıyla benlik bir kitaptı. Bilim kurgu dense bile aslında sadece zaman yolculuğu ile ilgili bir bölüme sahipti. Geri kalanı 14. yüzyılda Veba'nın kol gezdiği İngiltere'de geçiyordu. Kitap için bir inceleme yazısı yazsam güzel olur. Eski dönemde geçen kitapları okumayı; dizileri & filmleri seyretmeyi seviyorum.
The Frankenstein Chronicles adlı diziyi izlemeye başladım. Birinci sezonu bitti. 19. yüzyıl Londra'sında bir cinayeti çözmekle görevli bir memurun hikayesini ele alıyor. Görselleri benim için oldukça ilgi çekici. Ayrıca o dönemlerde bilimin ve doktorluğun çektiği sıkıntılara da değinmesi güzel. Ben izlerken zevk alıyorum.
Kesin hatırlayanlar olacaktır. 6. yüzyılın başlarında yaşadığına inanılan Merlin adlı büyücünün konu edildiği bir dizi vardı. Onu da çok severek izlemiştim. Kimilerine biraz çocuksu gelse bile dönem dizilerini severler için güzel bir diziydi diye düşünüyorum.
Dizilerden bahsederken aklıma Midnight in Paris ( Paris'te Gece Yarısı) adlı film geldi. Henüz izlemediyseniz tavsiye ederim. Filmin müzikleri de konusu gibi çok tatlıydı. Filmi izledikten sonra keşke ben de böyle bir şey yaşamış olsaydım dedim. Konusunu anlatmamayı tercih ediyorum. Çünkü gizemi konusunda gizli.
Oradan bakıldığında zaman kavramına kafayı takmış gibi durduğumun farkındayım. Bu düşünceler aslında çok güzel bir hikayeye gebe. Yakın bir gelecekte, bir gece yarısı, tüm cesaretimi toplayıp belki hikayemi burada yayınlayabilirim.
Hikayeden söz etmişken, güzel bir hikaye kitabı tavsiyesi ile yazıyı sonlandırayım. İlk nobel ödülünü alan Henryk Sienkiewicz'in Muzıkacı Yanyo ve Kamyonka adlı kitabını dün okudum. Çerez tadında okuma yapmak isteyenler için güzel bir seçenek. Aklınızda olsun.
Bugün de okumak, yazmak ve izlemek üzerine bir yazı çıktı ortaya.
Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye kadar şen ve esen kalın.
Sevgiler.
✄----------------------------------------------------------------------
İlk giriş paragrafında yazdıklarınızı bende yaşıyorum... değerlendirmelerinizi nitelikli buldum... tebriklerimle...
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilŞimdiden yeni oluşum için tebrikler ve başarılar dileyeyim. Öneriler çok güzel olmuş. E2 Merlin'ini verirken çok takip ederdim, kanal kapandı bende takibi bıraktım. Bunca yoğunlukta bu disiplin güzel. :D
YanıtlaSilBakalım sonu gelecek mi? Her gün bir başka fikir beliriyor kafamda.
Sil"Körleşme"nin kapak tasarımı ilgimi çekti; beğendim. "Paris'te Gece Yarısı" severek izlediğim bir film. Müzikleri de keyifliydi, bazen açıp dinlerim. Hatta şu yorumu gönderdikten sonra hemen dinleyeyim :) Neşeli sevgiler :)
YanıtlaSilKeşke tasarımı gibi içeriği de biraz ilgi çekici olsaydı. Biraz daha kısa yazılarak anlatılmak istenen anlatılabilirdi gibi hissetttim kitabı okurken. Sevgiler benden.
SilMerlin'i ben de sevmiştim.
YanıtlaSilKahve Bahane yazılarının özelliği bu zaten, ortaya karışık olunca güzel oluyor. :) Polonya ile ilgili yeni yazı platformu için de başarılar dilerim yasemin.
Kalemine sağlık.
Teşekkür ederim Zafer. Merlin o tarz dizi severler için bir efsane denebilir. Kahve bahaneyi yazmayı ben de seviyorum. Tamamen beni yansıtıyor.
SilMidnight in Paris izleyip çok sevdiğim nadir filmlerden biriydi. :) Cidden ben de çok isterdim adamın yaşadığı gibi bir şey yaşamayı. :)
YanıtlaSilİzlerken ne güzel demekten insan kendini alamıyor.
SilÇok güzel bir yazı olmuş, kendim için küçük notlar aldım tavsiyelerin doğrultusunda. Bloglara bakınca fazla bir melankoli havası gördüm numaralar insanların üzerinde ama burada yoktu, bu sebeple de müteşekkirim çünkü melankoliden çıkmaya çalışıyorum ve yazı çok iyi geldi :)
YanıtlaSilYazının sende o hissi bırakmasına çok sevindim. Sevgiler.
Silkörleşme çok önemli yaa, midnight in paris keyifli evet, şu son öykü kitabını okyabilirims, krakow ve türkler tamam, bi blogun dahaaa yanii, bloglar yetmiyo sanaaa :)
YanıtlaSilYazılacak daha çok şey var deep. Yetmiyor gerçekten :)
SilMidnight in Paris'i çok sevmiştim. Merlin'de güzel dizilerden annem pek sever, onun sayesinde izledim ben de :) Gece yarısı çıkacak hikayeyi ise merakla bekliyorum :)
YanıtlaSilMerlin bizim evde de ailecek izlenirdi :) Hikayeler kafamda umarım yakın zamanda kağıda dökerim de unutulup gitmez. Sevgiler.
Silkahveye uzanıp alasım geldi resmen :D Midnight in Paris'i hala izlemedim hatırlatman iyi oldu :)
YanıtlaSilÇok güzel bir filmdi. İzleyince seveceğinizi düşünüyorum.
Silahh keşke bende okuyabilsem. 2 sene önce okumaya bahane değil. fırsat yarat başlıklı yazım ile şualar çelişiyorum. Maalesef ki fazla kitap okuyamıyor. Hatta okumaya pek zamanım kalmıyor. Sizlerin okuduğunuzu ve kitap yorumlarınızı gördükçe iştahlanıyorum. Ve içimden 'keşke bende okuyabilsem' diye geçiriyorum...
YanıtlaSilİyi okumalar...
Bazı dönemler oluyor insan hayatında. Ben de son 2 senedir daha fazla ağırlık verdim okuma işine. Umarım siz de böyle bir döneme girersiniz. Sevgiler.
SilÇay/kahve ve yazmak... :)
YanıtlaSilKörleşme’yi ben de beğenmedim. Ama Kıyamet’in konusu ilgimi çekti. Paris’te Gece Yarısı güzeldi 😀
YanıtlaSilKörleşme bana gereğinden fazla uzun geldi. Aslında aynısını Kıyamet Kitabı için de söylemek mümkün. Yani 300 sayfa sanırım bu iki kitap için yeterliydi.
SilMerhabalar bloğumda cevaplamanı istediğim bir mim var. Cevaplarsan çok mutlu olurum.
YanıtlaSilİyi bloglamalar canım...