19 Mayıs 2019

Kahve Bahane #42


Uzunca bir aradan sonra kahve bahane deme zamanı. Bu sene gelemeyen bahara özlem duyarken yazılıyor bu satırlar. Dört senedir Krakow'dayım. Sanırım geçirdiğim en kötü bahar bu bahar. Havalar ısınmak yerine soğuyor. İnsanda bir depresif hal oluşturuyor bu durum. Buradaki insanların birçoğu da bu yüzden kendilerini mutsuz hissediyor.

Geçen ay iş yerinde projemi değiştirdim. Buna bağlı olarak da oturduğum yer değişti. Şimdi yan masada Fransız ekibinde çalışan Polonyalı bir adam oturuyor. Çok sıcak kanlı biri. Her gün işe geldiğininde merhaba, nasılsın diyor. İyiyim dediğimde şaşırıyor. Bir gün; "biliyor musun Yasemin biz hiçbir zaman iyiyim demeyiz. Hep şikayet ederiz. Hava kötü, param yok gibi cümleler kurarız" dedi. Ben de "biz de genelde iyiyiz deriz" dedim. Sonra beraber bunun hava ile kesinlikle bir ilgisi olduğuna karar verdik. Geçen hafta nasılsın dediğinde lehçe "jaka tako" dedim. Güldü. (jaka tako; şöyle böyle demek) Ne yapabilirim hava çok kötü dedim. Gerçekten de öyle. Pozitifte kalmak zor bu havalarda.

Yukarıdaki ilk paragrafı iki hafta önce yazdığımı itiraf etme zamanı. Yazdığım anda yanınlamak içimden gelmedi. Devamı farklı bir şekildeydi. Tam da şu an, onları silip farklı şeyler yazmaya karar verdim.

İki hafta önce kanserli çocuklar yaranına bir koşuya katıldım. Bir hafta süren yağmurun ardından şansımıza koşu günü hava açıktı. 5 km koştum. Biraz zorlu geçti açıkcası. Parkurun büyük bir bölümü yokuştu ve çamurluydu. Görmediğim bir çukura yamuk basmaktan son anda yırttım. Sakatlıktan kıl payı kurtuldum. Son 500 metrede artık yeter dedim ve tempomu iyice düşürdüm. Tam o anda yanımdan geçen biri, hadi pes etme devam, yapabilirsin dedi. Beni gaza getirmeyi başardı. Son 100 metre kala birbirimize baktık ve depar atmaya karar verdik. Bitiş çizgisini birlikle geçtik. Sonra birbirimiz tebrik edip, çak bir beşlik dedik. Hafta sonraları da sabah koşusuna çıkıyorum nehir kenarında. Koşanların hepsi birbirine selam veriyor. Koşmak böyle güzel şeylere gebe işte.





Mayıs ayı benim için oldukça hareketli geçmeye devam ediyor. Yine yerinde duramayan ben vakası anlayacağınız. Polonya'daki iş hayatına hızlı bir giriş yaptım. Bu ay sonu Ne Umdum Ne Buldum yazısı dolu dolu olacak. Olacak olmasına da bakalım ne ara yazacağım. Haziran ayının ilk iki haftası Türkiye'de olacağım. Henüz bilgisayarımı götürüp götürmeme konusunda karar vermiş değilim. Götürürsem İzmir'den yazarım blog yazılarımı fakat bilgisayarı taşıma külfetini çekmem lazım.

Koşuşturmalı bir Mayıs ayı geçirdiğimden istediğim kadar kitap okumadım. Savaş ve Barış'ın bitmesine son 150 sayfa kaldı. Onun dışında Sabahattin Ali'nin hikayelerini ve ingilizce kısa bir kitap okuyorum. Sanırım bu ay bu üç kitabı bitirmeyi başaramayacağım. Bir yandan bitiremediğim kitaplardan dert yanarken diğer yandan Türkiye'den alacağım kitapların listesini çıkarıyorum. Türkiye'de bol bol kitapçı ve sahaf gezip istediğim kitapları alacağım.


Genelde Kahve Bahane yazarken konular birbirinden bağımsız olsa bile bir harmoni oluşturmasına dikkat ediyordum. Fakat bu sefer karışık sebze çorbası kıvamında oldu.

Bu seferlik affınıza sığınıyorum.
Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye kadar şen ve esen kalın.

Dip Not: Kapak görseli, Kahve Bahane serisini okumayı seven bir takipçim tarafından çekildi. Bu güzel kare için kendisine buradan bir daha teşekkür ederim.
✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

25 yorum :

  1. Bahar mı İzmir'e yaz geldi yangın yeri :) Kutsi bir amaç için koşmanız güzeldi, aman dikkat ama geçmiş olsun. Yurtta barış dünya da barış diyorum :) teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzmir'e gitmeme son bir hafta kaldı artık. Sıcağından mümkün olduğunda fazla faydalanmayı düşünüyorum.

      Sil
  2. güzel blog teşekkürler paylaşım için

    YanıtlaSil
  3. Kahve bahane ama yazı şahane:))
    Yazınızı okurken gurbet arası gidip geldim.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Bloğum yenidir destek olursanız sevinirim.
    Sizi takip ettim. Bi çay a buyrun

    YanıtlaSil
  5. Polonyalılar'ın devamlı şikayet ettiklerini başkalarından da duymuştum:) Çok ilginç:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enteresan değil mi? Ama gerçekten öyle. Geçenlerde bugün hava açık ve bu yüzden iyi hissediyorum. Bunu nasıl lehçe söylerim dedim. Arkadaşım. Biz öyle şeyler söylemeyiz dedi. Tuhaflar.

      Sil
  6. hihiiiiii jako tako yazııııı olmuuuuş hihhiiiii şimdiden iyi yolculuklaaar bayrama gidiyon seeeen hihihi :) bi de iyi kitaplar okuyon seeen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet. Biraz ısınıp geleceğim. Buraya bahar gelmedi. Bu gidişle yaz da gelmez. Kitaplar konusunda biraz hassasım.

      Sil
  7. Ben uzun koşamıyorum. Tıkanıp kalıyorum. Tebrikler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nefes antrenmanları önemli. Jogging tavsiye ederim.

      Sil
  8. Yazının ilk bölümü ile ikinci bölümü arasında enerji farkı var:) İkinci bölüm daha hareketli ve enerjik.
    Nasılsın sorusuna iyiyim demek güzel bir olumlamadır, devam edin bence...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı zaman diliminde yazıldılar o yüzdendir. Ben genelde iyiyim derim. Bazen Polonya'nın bu kötü havasına yenik düşüyorum.

      Sil
  9. Merhabalar.
    Sayfanızı her ziyaret edişim de aklıma önce Krakow ve ardından Polonya gelmekle birlikte İkinci Dünya Savaşı ve Piyanist filmi de yerini alır. Yurt dışında çalışmak güzel olmakla birlikte vatan özlemi ve Türkiye'de yaşayan yakınların hasreti de ön plana çıkarak değer kazanıyor. Kanserli çocuklar yararına katıldığınız koşudan dolayı sizi tebrik ederim. Antrenmansız koşmak tehlikelidir, ama siz bu koşuya katılmadan önce bedeninizi fiziken bu koşuya hazırlamışsınızdır.
    Keyifli bir blog paylaşımıydı. Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Antrenmanlarımı aksatmıyorum. Uzun ve kaliteli koşmanın sırrı burada. Yorumunuz için ben teşekkür ederim.

      Sil
  10. kanserli çocuklar için koşman ne kadar anlamlı
    güneş yoksa bne de kötü oluyorum
    hava hep güneşli olsa biz de mutlu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke öyle olsa. Polonya'da bu sene hiç güneş göremedik neredeyse.

      Sil
  11. Güzel bir etkinliğe katılmışsınız, keşke hayatta da bazen böyle depar atabilsek.
    Bende yeni açtığım bloğumla sizlerle birlikteyim, destek ve yorumlarınızı bekliyorum, şimdiden teşekkürler. Takipteyim,sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  12. Anlamlı birsey icin koşman cok guzel. Cani gonulden tebrik ederim.Bu yazı dizini okurken karşılıklı sohbet ediyoruz gibi hissediyorum.
    Sevgiyle ❤❤

    YanıtlaSil
  13. Okuması gerçekten keyifliydi. Böyle samimi yazıları seviyorum. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  14. Türkiye’ye gelince yazacak çok yazı çıkacağından eminim.

    YanıtlaSil
  15. Desene İzmir'e gitmeye az kalmış, bol bol keyfini çıkar güzel İzmir havasının <3

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.