Şubat ayına en yakışan içecek salep olasa gerek. Sıcacık, bol tarçınlı. Pek severim. Hem dışarıda yağan lapa lapa karla da uyumlu. Bu pazar yine dışarıda kar var. Ev temizliği sonrası kendime bir yorgunluk kahvesi yerine tarçını bol bir salep hazırladım. Kitabımı okudum. Sonra aklıma uzun zamandır yazmadığım geldi.
Kitaplarla haşır neşir olmaya devam. Zaman geçtikçe daha bilinçli okumalar yapıyorum. Hatta bir arkadaşım "Yasemin bir zaman sonra artık kitaplar seni bulacak" demişti. Sanırım okumalarım o evreye ulaşmak üzere.
Buraya dolu dolu bir kahve bahane yazmak isterdim. Fakat şu an hayatımda hiçbir şey olmuyor. Dışarıya sadece market alışverişi ve yürümek için çıkıyorum. Onun dışında sürekli evdeyim. İnsan topluma karışmayınca, dışarıda olmayınca farklı şeylere tanık olmuyor. Olmayınca da yazacak bir şey çıkmıyor ortaya.
Geçen haftadan bu yana aklımda online lehçe kursuna katılmak gibi bir düşünce var. Daha tam anlamıyla bu fikrin doğru bir fikir olduğunu kafamda oturtamıyorum. Bir yanım artık bunu öğrenmenin vakti geldi de geçiyor diyor. Bir yanım da aman boşver diyor. Bakalım hangi taraf ağır basacak.
Netflixte bir show programı izlemeye başladım. Tasarım yarışması. İzledikçe dikiş dikmeyi özlediğimi hissettim. Üşenmesen de depoda duran kumaşları gün yüzüne çıkarsam yeniden çanta dikmeye başlayacağım.
Aslında pek üşengeç biri değilim. Öyle olsa içimi donduran soğuklara rağmen düzenli yürüyüşe gitmezdim değil mi? Sadece yapacağım şeyi canı gönülden istemem lazım. Yoksa bir türlü ilerlemiyor. Takma akıl misali. Üç gün çabalıyorum ve bırakıyorum.
Şu sıralar bana heyecan veren tek şey, Mart ayından sonra Türkiye'ye gitme planımı netleştirebilmek. Mart ayının başında yeni kurallar açıklanır açıklanmaz biletlere bakıp, hemen karar verip artık gideceğim. Bekledikçe düzeleceğine daha da kötüye gidiyor. Biraz daha beklersem aşı zorunluğu getirecekler. O zaman işler daha da sarpa saracak. Çünkü bize aşı sırası gelene kadar bir sene daha geçer.
Bu sene enteresan bir şekilde kış ayıyla pek bir barışığım. Daha az üşüyorum, lahana gibi kat kat giyinmiyorum. Karda yürümekten keyif alıyorum almasına da bisikletimi de pek bir özlüyorum. Deponun kapısı her açtığımda boynu bükük bana bakıyor. Göz göze gelmemek için gözlerimi kaçırıyorum. Hava biraz ısınsa da pedallamaya başlasam. Hem o zaman bloga yazacak anılarım daha fazla olur.
Arada böyle minik hayaller kuruyorum. Bolca okuyorum. Ve zaman su misali akıp geçiyor.