Kahve bahane yazılarına ara vereli çok uzun zaman oldu. Bazen açıp eski yazılarımı okuyor; vay be ne güzel yazıyormuşum bir zamanlar diyorum. Sanırım artık ısınma turları yapıp yeniden yazmaya başlamalıyım. Zira yazmak da sürekliliği oldukça gelişen bir aktivite. Ara verince köreliyor, sığlaşıyor.
Körelen sadece yazı yazma becerim değil. Biliyorsun sevgili okur. Polonya'ya taşındığımdan beri öğrenmeye çalıştığım fakat Mehter takımı gibi iki ileri bir geri hareket ettiğim için yerinde sayan lehçe belası var başımda. Geçen sene alevlenen öğrenme aşkım yazın nedense yeniden düşüşe geçti. Şimdi bildiklerimi de unutmuşum gibi hissediyorum kendimi; ve artık köprüden önceki son çıkıştayım. Ya öğrenip B1 sınavını geçip kalıcı oturumu alırım ya da her üç senede bir oturum kartımı yenilemekle uğraşırım. Devamlı böyle kafamda soru işareti şeklinde kalıyor olmasından çok sıkıldım.
Sıkıldığım şeylerden bir de rutinde kalmak. Bundan kurtulmak için Kasım ayının başında tek başıma bir tatile çıktım. Tatil tam anlamıyla bana çok iyi geldi. Bunu daha önce neden yapmadığımı bilmiyorum fakat ve lakin insanın ara sıra tam olarak kendiyle baş başa kalması gerektiğini anladım. Kafasının içindeki sorulara cevap bulması için bu şart.
Şart, şurt derken aslında kendimi ne kadar çok gerdiğimin gerçeğiyle yüzleştim. Biraz daha bencil olmanın, öz mutluluğu daha çok önemsemenin, gerektiğinde insanlara hayır demenin aslında kötü bir şey olmadığını fark ettiğim bir dönemdeyim. Değişiyorum ve değişen beni seviyorum. Farkındalığım artıyor.
Artık sabah yürüyüşlerinde sadece o anda kalmayı başardığım zaman dilimi daha fazla. Kendi kendime konuştuğum zamanlar azalmaya başladı. Anda kalıp yaptığım aktiviteye odaklanıyorum. Bu da kafamı boşaltmama yardımcı oluyor.
Laf aramızda kafamı biraz fazla boşaltmış olacağım ki artık eskini kadar duyguları yoğun yaşamadığımı söyleyebilirim. Özlem ve sevgi duygu yoğunluğum çok azaldı. Tabii ki yine de hayatımdaki insanları seviyorum ve uzakta olanları özlüyorum fakat hiçbir duygum eskisi gibi yoğun değil. Bunun nedenlerinden biri belki de yaşla gelen olgunluktur. Ama şimdi oralara girip hiç keyfimizi kaçırmayalım.
Keyif demişken, ben yine spora yapmaya ve yaptığım antremanlardan keyif almaya devam ediyorum. Geldiğim noktadan ve gelişimimden oldukça memnunum. Kışın gelmesiyle bisiklet sürmeye ara verdim. Simge'nin de dediği gibi "zamanımız az, bak önümüz yaz." Yasemin diyerek kendimi teselli ediyor, bisikletimle buluşacağım günleri iple çekiyorum.
Isınma turu için oldukça uzun bir kahve bahane yazısı oldu. Şimdi kapanış zamanı.
Ne diyorduk;
Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye dek şen ve esen kalın.
Az çabayla, uğraşla her şeyin mükemmel olmasını da beklemeyin. Yok öyle bir dünya... Varsa da o dünya bu dünya değil.
hiç türkçe konuşmazsan alırsın yaaa herhalde :)
YanıtlaSilSıkıntı aslında Türkçe'de konuşmuyor olmam. İngilizce ile geçiyor günlerim.
SilÖzlemiştik. Yazma konusunda haklısınız. Başarılar ve sevgiler.
YanıtlaSilAh ne güzel, özlendiğimi duymak. Maalesef ki bloglar eski canlılığını kaybetti. Teşekkür ederim. Sevgiler.
Sil