6 Ekim 2020

Kahve Bahane #Anestezi



Bu satırları okumak yerine, karşınızda size ben anlatıyor olsaydım muhtemelen ağzımı toparlayamıyor oluşuma şahitlik etmiş olurdunuz. Anestezinin etkisi ile uyuşmuş bir alt çeneye sahibim. Muhtemelen uyuşukluk sonrası da hafif bir ağrı nöbeti beni bekliyor. Bu yüzden bu kısa arayı fırsata çevirerek kahve bahane aman anestezi de pek şahane demeye geldim. 

Bugün keyif kahvemi yudumlamadan önce, bardağı parmaklarımla sarıp sarmaladım. Dumanının sıcaklığını yüzümde hissedene kadar yaklaştırdım, gözlerimi kapattım ve bardaktan yayılan kahve kokusunu içime çektim. Sonrasında almış olduğum o yudumun hazzını anlatmak olmaz. Bence herkesin deneyimlemesi gereken bir durum bu. 

Denemeden de bilemiyor insan değil mi? Yeni bir şey deniyorum. Klişe olan 21 günlük programlar var, hepimizin bildiği. Sağda solda gözümüze iliştirilen. İşte ben de en sonunda kolları sıvadım ve kendime göre bir 21 günlük programa başladım. Amaç yağ kütlesini düşürüp, kas kütlesini arttırmak. Aslında bu süreçle ilgili yazmak istediğim bir yazı var. Herkes şunları yemeyin diyip geçiyor. Ben bu süreçte her gün ne tükettiğimi yazmak istiyorum. Bir haftayı geride bıraktım. Sonuç alıyor olduğumu görmek güzel. Bir haftada 1,5 kilo verdim. Bugün, dişçi sonrası kendimi iyi hissetmediğim için spor yapamadım maalesef. Onun dışında her gün bir saat egzersiz de yapıyorum. Önümde iki hafta daha var. Bakalım bu iki haftayı da başarı ile tamamlarsam öncesi ve sonrası fotoğraflarımı bloga eklerim. 

Her şeyin fotoğrafını çekme hastalığından da gün geçtikçe uzaklaşıyorum. Şimdi odak noktam blogda paylaşabileceğim fotoğraflar çekmek. Mesela çalışma odama yeni bir çeki düzen verdim. Masanın yerini değiştirdim. Sonrasında da işte bunu bloguma koyabilir diye fotoğrafını çektim. Şimdi camın kenarında, her gün tek tek yapraklarına veda eden ağaçlara bakarak çalışıyorum. 




Fotoğraf güzel şey. Hatırlarsanız eski fotoğraflarımı bastırdığımı ve bir albüm yaptığımı yazmıştım daha önce. Hafta sonu gelen misafirlerimiz vardı. Buzdolabının kapağında olan fotoğraf magnetleri gördüler. Ne güzelmiş dediklerinde bunlarla birlikle albüm yaptım dedim. Sonrasında arkadaşlarıma gösterdim albümü. Öyle güzeldi ki. Beraber albümleri karıştırdık. Bu kim, şu kim diye sordular. Cevap verirken o anlara gittim geldim. Telefonda bilmem kaç piksellik fotoğraflara böyle bir muamele yapamıyorsun. Öyle telefonda kimsesiz kalmaya mahkumlar işte. 

Ben de istediğim kitapları satın alabilmek için deliler gibi kargo parası ödemeye mahkumum sanırım. Okumak istediğim fakat epub ve pdfsini bulamadığım kitapları kitap yurdunda sepete atıp duruyorum. Geçen gece aklıma geldi. Dur bakalım buraya gönderim yapıyorlar mı dedim. Yapıyorlar yapmasına da kitapların bedeli kadar kargo parası istiyorlar. Sonra internette biraz araştırdım ve başka bir site buldum. Oradaki fiyatlar daha da beterdi. 300 TL kargo parasından bahsediyorlar. Aynı kitapları amazondan almaya kalkınca da sonundaki TL uzantısı kalkıyor, yerine direkt EUR uzantısı geliyor. Mesela bir kitabın fiyatı Türkiye'de 20 TL ise Amazonda 20 EUR. Amazon Türkiye'nin de Polonya'ya gönderim hizmeti yok. Bu durumda kitap yurdundan almak daha olası gibi. Şimdilik bulabildiğim e-kitapları okumaya devam ediyorum fakat her an gemileri yakıp kitap siparişi verebilirim. 

Aradan bir yarım saat geçti sanırım. Gemiler mi? Henüz yanmadı. Fakat hafifleyen anestezi sonrası pek sevimsiz bir ağrı başladı. Aklımda bir melisa çayı içip uyumak vardı. Melisa çayımı yudumluyorum lakin melisa çayından fazlasına ihtiyacım olacak. Bir ağrı kesici almalıyım. 

Kahve bahane yazıları artık daha kısa oluyor. Farkındayım. Biraz da böyle olsun. Sık sık ama kısa.
O zaman klasik kapanışımla veda ederken, biz okumalara doyamadık diyenler için eski kahve bahane yazılarımı buraya iliştiriyorum.
 
Ve bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünce dek şen ve esen kalın diyorum. 
Dişlerinizi fırçalamayı da unutmayın. 
✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

11 yorum :

  1. Geçmiş olsun Yasemin, uzun ya da kısa, sohbet şahane 😍

    YanıtlaSil
  2. Geçmiş olsun. Sen okuma listeni yıllık yapmalısın. Geldiğinde alıp gidersin. Ucakda da bagaj parası çıkar gerçi 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Yıllık yapıyorum aslında. Fakat bu sene Türkiye'ye gidemedim. Bu yüzden bu eksiklik.

      Sil
  3. ne hoş bir çalışma odası :)

    YanıtlaSil
  4. Geçmiş olsun, tüm yazıyı başta dediğin gibi anestezili bir konuşma dinler gibi okudum :)
    Bu yazıları okuması keyifli.

    YanıtlaSil
  5. geçmiş olsun, okurken yazmamanıza rağmen diş hekimi korkusu yaşadım. genel olarak hastane fobim var zaten ama diş kısmı biraz daha yakınlaşma gerektirdiğinden olduğundan tam bi kabus.

    YanıtlaSil
  6. Çok geçmiş olsun, yakın zamanda diş eti ağrısı çekmiş biri olarak...geçmiş gitmiş olsun diliyorum. Ne guzel yazılarınız.
    Fotoğraflarda oyle.
    2 sene evvel bende yapmıştım 21 günlük kurlerden. Vücudumuz oyle muhtesem ki, bir sure sonra kendine geliyor ve buda boze keyif, mutluluk olarak dönüyor.
    İyi aksamlar, selamlar, sevgiler 🌼🦋

    YanıtlaSil
  7. kitaplar elimizin altında olduğundan kıymetini bilmiyoruz. nasıl özlem duyuyor
    değil mi insan. burada satın alamazsan da kütüphanelerden istediğini bulabilirsin.
    çalışma odana bayıldım, manzaran harika. ben de kendime yeni bir alan
    yapma aşamasındayım. kendime dikiş makinesi aldım. onu
    koyacağım bir masa sırada..

    YanıtlaSil
  8. Geçmiş olsun Yasemin abla, çalışma odan ne kadar güzelmiş, masanın manzarasına bayıldım zaten. Fotoğraf çekmeyi ben de çok seviyorum ama albüm gibi bir şey düşünmemiştim hiç, ama benim senin çektiklerin kadar güzel fotoğraflarım da yoktur ya hani :) Senin yazılarında en çok sevdiğim kısım o fotoğraflar aslında, yazıyı da kendini de okutturuyorlar bize bence. Kitaplarla olan sıkıntı gerçekten üzücü, yani ben de buraya bir ayda anca geliyor kitaplar diye yakınıyorum ki sen ne yapsan haklısın, gemileri değil limanları da yak yani. Pdf ve epub bulmak çok büyük nimet, özellikle son dönem kitaplarında ama eskilerde bile düzgünlerini zor buluyoruz, basılı kitaptan başka çare kalmıyor haliyle. Kahve bahanelere doyum olmuyor ama olsun, kısası da kabülümüz, sık sık kahveye gelmek bence daha güzel :)

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.