24 Ekim 2018

Kahve Bahane #31


Güneşli olmasının yanı sıra artık buz gibi bir hava hüküm sürüyor burada. Zaten normal olanı buydu. Geçen senelerden farklı olarak, bu sene Krakow tam anlamıyla bir sonbahar yaşattı bize. Bu yüzden olsa gerek, dün yağan yağmura ve kasvetli havaya ses çıkartmadım. Bakalım sonbaharın ruhumda yarattığı o güzel etki ne zaman geçecek ve ben kış havasından ötürü ne zaman dert yanmaya başlayacağım.

İnsan garip bir varlık. Genlerimizde hayatta kalma kodları var. Hangi iklim şartlarında yaşarsak oraya ister istemez alışıyoruz. Eskiden 15 derecenin altına düşen hava sıcaklıklarında dışarı çıkmak benim için bir zulümden öteye gitmiyordu. Şimdi hava 0 ile 10 derece arasında ise "hava bugün güzelmiş" diyorum.

Geçen hafta 7 derece hava sıcaklığında 7.2 km koştum. Meme kanseri farkındalığı için Krakow'da kadınlar koşusu düzenlendi. Oldukça yüksek bir katılım ile 7 derece olan havaya aldırmadan koştuk. Çok da eğlendik. Parkuru tamamladıktan sonra hatıra madalyamı aldım ve yüzümdeki mutluluk ile objektiflere gülümseyip o anı ölümsüzleştirdim. Şimdi hedef 10 km koşmak.





İnsanın kendine hedefler koyup bu uğurda çabalaması güzel. Yavaş yavaş ilerliyor olabilirim lakin asla geri adım atmıyorum. Dil öğrenme ve spor serüvenimi bunu örnek olarak verebilirim. Koşmaya başladığım ilk zamanlar, erkek kardeşim "abla unutma, kayaları aşındıran dalgaların kuvveti değil sürekliliğidir" demişti. Bu süreçte motivasyonum her düştüğünde bu sözü tekrarladım kendi kendime.

Süreklilikten konu açılmışken, boya kalemlerim ve fırçalarım ile olan yolculuğum devam ediyor. Günde en az bir saat masa başında kendimi bir şeyler karalarken buluyorum. Kalem ve kağıt tam anlamıyla bir terapi yöntemi benim için. Müziğimi açıyorum. Kahvemi yapıyorum. Sonra kendimi öyle bir kaptırıyorum ki çizim işine, kahvem bardakta soğuyor. Masada haksızlığa uğrayan tek şey soğuyan kahvem oluyor.










Bazen çok pozitif olduğunu söyleyen insanlar ile karşılaşıyorum. Nasıl bu kadar pozitif olabiliyorsun diye soruyorlar. Aslında bu bir tercih meselesi. Uzunca bir süre negatif düşünceler içinde boğuldum durdum. Adına toyluk mu denir, yaşam mücadelesinin insanı yıpratmasını denir bilmiyorum. Sonra yaşadıklarımı, deneyimlerimi, üzüntülerimi uzun uzun düşündüm. Anlayacağız, bu pozitifliğe geçiş işi tam anlamıyla bir gecede olmadı. Bir sabah gözlerimi açınca, "bu günden sonra çok pozitif olacağım, çiçekler böcekler ne kadar da güzel" demedim. Bu bir geçiş süreciydi. Halen pozitifte kalmayı başaramadığım durumlar var. Örneğin iş arama sürecimde, aklım hep negatif düşüncelere doğru kayıyor. İşte o anda farkındalığı kullanıp, aklımı gitmeye çalıştığı yerden, hop tutup geri çekiyorum. İşe yarıyor mu derseniz, çoğunlukla yarıyor. Her gidişinde peşinden koşup geri çekiyor oluşum nedeniyle o da artık negatifliğe doğru gitmemesi gerektiğine alışıyor gibi. Bakalım el mi yaman, bey mi yaman.

✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

14 yorum :

  1. hayatın her alnında aynı kural geçerli değil mi? Az ama düzenli.

    YanıtlaSil
  2. Son zamanlarda koşmaya iyi alıştın sende :) İyi yapıyorsun ama hafifte olsa spor önemli. Bu arada kardeşinin söylediği "kayaları aşındıran dalgaların kuvveti değil sürekliliğidir" sözünü çok beğendim. Bu sözü zaman zaman bende kendime hatırlatacağım sanırım. Son olarak, son resimde Amsterdam'ı resmetmiş olabilir misin ? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koşmaya başladığım zaman dikkat et insanda bağımlılık yaratıyor demişlerdi. Gerçekten de öyle oldu. Koşarken büyük bir zevk alıyorum. Aslında Krakow'da da böyle yapılar çokça var. Fakat böyle renki değiller. Biraz hayal gücü ve Krakow evlerini düşünerek çizdim.

      Sil
  3. İnsan her ortama kısa sürede uyum sağlıyor. Eski alışkanlıklarımız artık garip gelmeye başlıyor bile. Ne kadar anlamlı bir aktivite. İzmirde de zaman zaman bu tip aktivitelere katılma fırsatı buluyoruz çok şükür. Ancak 7 km benim için çok yüksek bir hedef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uyum sağlayamazsa yaşamak işkenceye dönüşür. Bundan 6 ay önce 7 km benim için de öyleydi. Zamanla hem bedenen hem de ruhen 7 km koşuya alıştım. Şimdi hedef 10 km ve böyle devam ederse seneye yarı maraton.

      Sil
  4. Harikasın Yasemin, azminle ben mutlu oluyorum.. Yavaş yavaş ilerlemek kötü bir şey değil ki.. Zaten hali hazırda çılgınlar gibi hızla geçen zaman varken, bazı şeylerin yavaş yavaş, çıraklığına sabrederek daha anlamlı olmuyor mu ?

    Çok sevindim, böyle güzel bir amaç için koşmuş olmana.. Çizimlerin desen, her geçen gün daha da çeşitleniyor sanki..Renkli evlere bayıldım, bana biraz kuzey ülkelerini anımsattı :)

    Hazır provam erken bitti, kahvem de hazırken senin blogu bir gezeyim dedim <3
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Ezgi. Yavaş yavaş olması konusunda haklısın. Hayat hızlı akarken yavaşlamak insanın kendi benliğinin farkına varmasını sağlıyor. Sanırım mutlu olmanın sırlarında biri de bu.
      Evet biraz Amsterdam ve Krakow karışımı evler oldu. Ben realistlikten biraz uzak çizimler yapmayı daha eğlenceli buluyorum sanırım.
      Ne iyi yaptın da geldin. Benimde masam da kahvem ve çizim kağıtlarım var. Sanki çizmeye ara vermişim de seninle sohbet etmişim gibi hissettim şu an.
      Sevgiler.

      Sil
  5. senin yazıların ve fotoların insana huzur ve yaşama sevinci veriyooo :)

    YanıtlaSil
  6. İnstagramda görüyorum bu resimleri ve çok beğeniyorum takdir ediyorum seni 😊 koşmak benim için adeta bir eziyet, nefesim çabuk tıkanıyor aslında zamanla düzenlenir gücüm artar diye düşüyorum ☺kahve bahane serisini çok sevdim ☺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Zamanla nefes açılıyor aslında. Ayrıca nefes egzersizleride öneririm. Oldukça faydalı oluyorlar.
      Ben sık sık kahve bahane yazıyorum. Her zaman beklerim.
      Sevgiler.

      Sil
  7. Bende çizim yapıyorum.Sert bir kahve hazırlarım.Klasik müzik açıp kulaklığımı takıp çizim yaparım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kahve ve güzel müzik ilham için gerekli şeyler.

      Sil
  8. Bizde de bugün yagdi. Tebrik ederim kosuya katilip farkindalik yaratilmasina katkida bulundugun icin 😊

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.