29 Temmuz 2017

Köpek Kalbi

Köpek Kalbi

Havasından mı, suyundan mı bilinmez ama yazma işinde oldukça ustalaşmış olduklarını düşündüğüm Rus yazarlardan biri olan  Mihail Bulgakov’un Köpek Kalbi adlı kitabı ile karşınızdayım bu defa. Bu aralar kitap okuma hızımdan memnunum ve her kitap için bir yazı yazmak istiyorum. Bir yandan da blogu sadece kitap yorumları ile doldurmak istemiyorum. Bu nasıl bir çelişki böyle. Bitirdiğim her kitaptan sonra, bunun hakkında da birşeyler yazmalıyım diyorum. Ve sonuç ortada. Yine karşınızdayım.

Köpek Kalbi, 132 sayfada bilimkurgunun kara mizah yönünü ortaya çıkartıyor. 
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler döneminde yazılan kitapta, dönemin rejimine ait göndermeler mevcut. Öyle üstü kapalı da değil. Yazar sivri kalemini sakınmadan konuşturmuş. Tabii ki bu kadar net olmasının bedelini de uzun yıllar yasaklı kitaplar listesinde yer almasıyla ödemiş. 1925 yılında yazılan kitap, 43 senelik bir bekleyişin ardından,1968 yılında yazarın memleketinden çok uzaklarda, ABD’de basılmış. Fakat ana vatanındaki okurlar ile buluşması öyle kolay olmamış. Kitap 1987 yılında Rus okuyucularına buluşma imkanı bulmuş. 

Bulgakov, Köpek Kalbi ile La Fontaine'in masallarından aşina olduğumuz intak sanatının kalbini yeniden attırmış. Kitabın kahramanı, dönemin kısıtlamarından dolayı açlıkla mücadele ederken hayatta kalma iç güdüsü sayesinde yaşama tutunabilen; bu süre zarfında sokakta tanıştığı ve hayatına giren bir doktor ile bilinmez bir dünyanın kapılarını aralayan bir köpek. Sonrasında yaşananlar ise kan, şiddet ve başkaldırışa gebe…
Sevecenlikle, efendim. Yani canlı varlıklara yaklaşırken mümkün olan tek yöntemle. Canlılar söz konusuysa terörle bir yere varılmaz. Hangi gelişmişlik seviyesinde olurlarsa olsun. Her zaman bunu iddia ettim, ediyorum ve edeceğim. Terörden boşuna medet umuyor onlar. Hayır efendim, hiç faydası olmaz. İster beyaz, ister kızıl, isterse de kahverengi! Terör sinir sistemini tamamıyla felç eder. 
Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini.

Özellikle köpek sahibiyseniz veya sokak köpekleriyle iletişim kurmaktan çekinmiyorsanız, bazı satırlar içinizi çız ettirecek türden. Bir köpeğin düşüncelerini ve bazı zamanlarda insanların ne kadar acımasız olduğunu anlatıyor. Köpek kalbi, akıcı anlatımı ve kara mizahı ile kendini hızlıca okutabilen bir kitap. H.G. Wells’in "Doktor Moreau’nun Adası" ve Mary Shelley’in “Frankenstein” adlı kitaplarına aşinaysanız bu kitabı da okuma listenize eklemenizi tavsiye ederim.
Keyifli okumalar.
Paylaş:

11 yorum :

  1. Elinize sağlık güzel yazı.
    Kitapla aynı ismi taşıyan Sovyet dönemi yapımı müthiş birde filmi vardır , bulabilenlerin seyretmesini tavsiye ederim.
    Taner

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmi olduğunu bilmiyordum. Eminim izlenmeye değerdir.

      Sil
  2. Çok iyidir, ben de beğenmiştim. Genç bir doktorun anılarını da tavsiye ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genç bir doktorun anılarını okumuştum. O da bu gayet güzel bir kitaptı.

      Sil
  3. Kitabın adını ilk defa duydum. İnsanoğlu olarak ne kadar empati yapsak da, hayvanlar konuşsa acaba bizim hakkımızda neler söylerdi diye de merak ediyorum. Kitap bu yüzden ilgi çekici geldi bana. Tabii birde döneme ait eleştiriler olduğu için eminim güzel bir kitaptır.

    YanıtlaSil
  4. Bulgakov, okumak istediğim yazarlar arasındaydı. Yazınızla beraber okuyacağım kitabı da belirlemiş oldum.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit ayırarak yazıyı okuyup yorum yaptığınız için ben teşekkür ederim.

      Sil
  5. Bu kitabı annemin elinde görmüştüm sanırım bir arkadaşından almış. Ben de okumayı istiyorum.

    YanıtlaSil
  6. Güzel bir kitaba benziyor. Blogunuzu takibe, kitabı da okuma listeme aldım. Teşekkür ederim (:

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.