17 Şubat 2016

Durum Değerlendirmesi


Heyecanlı bekleyişim bitti ve kurs arkadaşlarımla bugün tanıştım. Şimdi sıcağı sıcağına durum değerlendirmesi yapma vaktidir.
Her şeyde olduğu gibi bu durumuda aşılmaz bir duvar olarak görüp, kendi kendimi boşuna strese soktuğumun artık farkındayım. 
Bu durum hayatımın her döneminde böyleydi.
Şimdi hatırlıyorum da ehliyet almak için direksiyon dersine gitmeden önce aynı sıkıntıları yaşamıştım. Ben hiç süremem, yapamam dedim. Sonuç mu? Sınav sonunda 90 puan alarak ehliyetimi aldım. Sonra arabamı aldım ve o ehliyetle Türkiye'nin birçok yerinde ve Yurtdışında birçok şehirde araba sürdüm. 

Bir diğer hayıflanmam ise motor ehliyetini aldığım zamanlardaydı. İlk dersin sonunda motora hiç hakim değildim ve eve geldiğimde ben bu işi yapamam diye ağlayıp sızlanmıştım. O zamanlar kız kardeşim benimleydi. Az beynini ütülemedim. Sonuç mu? Bir hafta sonunda sorunsuz bir şekilde kullanamaya başladım. Sınavından 98 puan ve bir çok övgü (komisyondakiler motorun üstüne çok yakıştığımı söyleyip durdular) alarak  ehliyetime bir A2 ifadesi eklemiş oldum.

İngilizce ile aramdaki acımasız savaşı blogumu takip edenler bilir. İşte bir yapamam krizine İngilizce kursuna başlayacağım zaman tutulmuştum. O zamanda canım arkadaşım Dilek'in başının etini yedim. Neden mi? Onun ısrarı üzerine ingilizce kursuna gitmeye karar vermiştik. Sonuç mu ? Şimdi kendini ifade edecek kadar ingilizce biliyorum. Nachnuch'un ingilizce bir satış sitesi var. İçeriğini ingilizce olarak yazabiliyorum.

Son bir aydır da bugün başlayacak kurs için kıvranmaya başlamıştım. Nasıl olcak, İngilizce kursuna gidiyorum ve derdimi de ingilizce anlatmak zorundayım. Ferit hocaya yaptığım gibi "bu ne saçma şey; ben bunu anlamadım " diye isyan edemeyecektim. Düşüne düşüne gerildim.

En sonunda bugün kursa başladım. 
Sonuç mu? Çok tatlı Amerikalı bir öğretmen, dört tane Polonyalı ve bir Ukraynalı grup ile çok eğlenceli bir buçuk saat geçirdim. 

Bu yazıdan kendime çıkardığım ders ise şöyle; 
Kendime aslında ne kadar çok haksızlık ettiğimi anladım.
Devamlı beynime duvarlar örüp duruyorum. 
Aslında hiçbir şey büyüttüğüm kadar büyük değil. 

Bu bir kişilik meselesi. İnsan kişiliğini tamamen değiştiremeyebilir lakin onu olumlu yönde törpülemek yine insanın elinde.

O vakit değişim başlasın.



Paylaş:

6 yorum :

  1. Başarısızlıktan korktuğun için böyle bence.. yada aslında beynin seni bunu yapman gerek,şeklinde hazırlıyor olabilir. :)

    YanıtlaSil
  2. Bu yazıyı okuduğum zaman çok sevindim. Her şey senin için harika olacak. Ben inanıyorum ve senin de inandığını biliyorum. Seni çok seviyorum ablacım. Daha iyi başarılar seninle olsun.

    YanıtlaSil
  3. Başarmanın verdiği güven insanı değiştirebiliyor :) Bir daha kendinize haksızlk yapmamanız dileğiyle :)

    YanıtlaSil
  4. Çok doğru bir cümle.Hiçbirşey gözümüzde büyüttüğümüz kadar büyük değil... Güzel bir paylaşım olmuş.Emeğinize Sağlık :))

    YanıtlaSil
  5. Bir insan 7'sinde neyse 70'indede odur derler:)) Ama haklsin degisim zamani baslasin. Germe kendini boyle kucuk seyler icin. Senin altindan kalkamayacagin, basaramayacagin sey olamaz. Biz sana bu kadar guvenirken, sen bizim icin daha cok kendine guvenmelisin.
    Yuru be Yassss!!! :))

    YanıtlaSil
  6. Ben de benzer hayıflanmalarla başlarım hiç güvenemem kendime. Iyi bakmak Lazım ki iyi sonuçlansın dıye düşünüp Görüşmek Lazım. Maasallah size de ç. Ben de bu sene İngilizce kursuna gitmek istesem de bu sene nasip olmayacak galiba :(

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.