Merhaba, kısacık olsa bile iki lafın belini kırmak için buradayım. Kahve bahane yazılarına sıklıkla eşlik eden kahve yok bu akşam. Masada gazlı su var. Soda olmasını tercih ederdim lakin burada soda bulmak imkansız olmasa bile imkansıza yakın. Masadaki suyun müsebbibi ise akşam yemeğinde yediğim kumpir. Patatesle yapılan her şeyi çok severim. Bu yüzden kumpiri de ziyadesiyle seviyorum.
Burada yediğim kumpir tabii ki bir Ortaköy kumpiri gibi değil. Bence Ortaköy'de yediğimiz kumpiri de güzel kılan şey boğaz manzarası. Ama şimdi konumuz da o değil.
Biz üç kardeşiz. En büyüğü benim. Aramızda üçer yaş olunca arkadaş gibi büyüdük. Yazları İstanbul'a giderdik tatile. O zaman en büyükleri olan ben (sanırım 11-12 yaşındaydım) takardım onları peşime, İstanbul kazan biz kepçe gezer dururduk. Beraber müzelere giderdik. En büyük eğlencelerimizden bir de Bakırköy'e gidip kumpir yemekti. Hatta bir seferinde Bakırköy'de gezmekten, son otobüse ucu ucuna yetişmiştik. O zaman ilk defa çok korkmuştum ya eve dönemezsek diye. Şimdilerdeki gibi cebimizde cep telefonları da yoktu. Sahi ya kaçırsaydık otobüsü! Bir kumpir nelere gebe. Ta en eskilere götürdü beni.
Annem el yapımı zeytinyağlı bir sabun atmıştı bavuluma. Geçenlerde çekmeceden çıkartıp kullanmaya başladım. Şimdi banyo hep çocukluğum ve babaannem kokuyor. Saçlarını yıkadığı zamanlarda odayı hep mis gibi sabun kokusu kaplar. Babaannemi uzun zaman oldu görmeyeli. Telefonla konuşuyoruz. Geçen hafta aklıma düştü yine. Aradım. 20 yıldır yalnızım, yalnızlık zor dedi. Zor babaanne olmaz mı dedim.
Bu konuşmanın üstüden 5 gün geçti. Annem yazdı bir öğleden sonra, babaannem kalp krizi geçirmiş. Şimdi evdeymiş. İyiymiş dedi. Dedi demesine de yine de içim ürperdi. En çok da böyle zamanlarda bir kuş olmayı, sevdiklerimin yanına gidip onlara sımsıkı sarılmayı istiyorum.
Virüs yüzünden hiçbir yere kıpırdayamaz olduk. Polonya hızlı bir atakla halkı aşılamaya başladı. Ben de aşı günümü aldım. 19 Mayıs'ta aşı olacağım. Sanırım aşıdan sonra aramızdaki engeller kalkacak ve yakın zamanda İzmir yolcusu kalmasın diye yazacağım buralara.
Burukluk, eskiye özlem ve bekleyiş barındıran bir yazı ile iki lafın belini kırdıysam vakit gitme vaktidir.
Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşmek üzere.
Şen ve esen kalın.
Aklınızda olanları aramayı, hal hatır sormayı da ihmal etmeyin. Unutmayın, yarın çok geç olabilir.
Çok geçmiş olsun.. Ebeveynlerimiz, büyüklerimiz bizim değerlilerimiz, kıymetlerini kaybetmeden bilmek gerçekten çok önemli. İnşallah en kısa zamanda yüz yüze görme imkanınız da olur.
YanıtlaSilBabaanneye geçmiş olsun.Yalnızlık gerçekten zor:(
YanıtlaSilDarısı bizim ülkede de hızla aşılamaya başlanmasına.
Babannenize cok gecmis olsun. Asi cok onemli ya maskeyi cikartmasam da 2 asi oldum uzerinden 15 gun gecti hastalansak bile hastaneye yatmadan atlatiriz diye dusunmek umit verici
YanıtlaSilBabaannenize çok geçmiş olsun. Yalnızlık zor gerçekten. Sevdiklerimize her fırsatta zaman ayırabilsek keşke...
YanıtlaSilİnşallah en kısa zamanda babaannene kavuşman dileğiyle!
YanıtlaSil