26 Mayıs 2017

Doktor Selçuk İnanlı ile Burun Revizyon Ameliyatı Hakkında Söyleşi




Burun ameliyatımın üzerinden tamı tamına 7 ay geçti. Bu süre zarfında yaşadıklarıma blogumda yer verdim. Hatta yazımın sonuna tüm linkleri ekleyeceğim. Süreci merak edenler için güzel bir kaynak olabilir. Geçen 7 ay boyunca blogumdan, instagram hesabımdan ve facebook hesabımdan bana ulaşan ve ameliyat hakkında sorular soran birçok insan oldu. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce soruları cevaplamaya çalıştım.
Sonra sevgili doktoruma ulaşıp, kendisi ile bir söyleşi yapmak istediğimi söyledim. O kadar naif bir doktora sahibim ki beni kırmadı ve yoğun olduğu bu dönemde bana vakit ayırdı.

Tıbbı terimleri bir tarafa bırakarak, bir hasta ile doktoru arasına geçen bilgilendirici bir yazı okumak isterseniz, tam olarak doğru yerdesiniz.

- Selçuk hocam, ben yapmış olduğum araştırmalar neticesinde sizin kariyer geçmişinize hakimim. Lakin okuyucularıma sizi, sizin kelimelerinizle tanıtmak isterim. Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?

Yasemin'ciğim, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nden mezunum. Daha sonra Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi uzmanlığımı bitirdim ve  yanında fakültemizin altı yan dal eğitimlerimizden biri olan Yüz Plastik Cerrahisi'ne daha o yıllarda gönül verenlerin başındaydım diyebilirim. Bu ilgi ve merak beraberinde yüzlerce eğitim ve kongre programlarını beraberinde getirdi. Doçentlik yıllarımda da sene 2004 Amerika Harvard Üniversitesi'nde observer olarak bulundum ve gerçekten mesleki kariyerimde yetkinlik anlamında çok büyük fark yarattı diyebilirim. 
Halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesinde akademisyen olarak eğitimci hayatıma devam ediyorum çünkü şunu biliyorum ki, öğretirken çok daha fazla öğrenirsiniz. Mottomuz neydi? Life is on!

- Uzun yıllar birçok ameliyat gerçekleştirdiğiniz göz önüne alınırsa, sizi zorlayan hasta profili hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bu soruya vereceğim cevap bireysel olmaktan çok, genel olarak tüm meslektaşlarım da zorlandığı şartlara ilişkin olacak.
Birinci sırada ameliyat olmaya karar vermiş fakat psikolojik olarak bir yaşam savaşı içinde olan grup. Yani aşk acısı çekenler, yeni boşanmış olanlar, yakın çevrelerinden kayıpları olanlar.

İkinci sırada ise özellikle güzellik ve kozmetik alanda ileri seviye obsesyonları olan kişiler. Güzellik anlayışı kusursuzluk gibi algılanıyor bu tip hasta grubunda daha çok ve bu çok tehlikeli bir durum! Özetle ağzınızla kuş tutsanız, yaranmanız çok mümkün olmayacaktır. Estetik cerrahi hastalarının en sık düştüğü tuzak kusursuzluğu beklemek! 

Üçüncüsü ise gerçekçi beklentileri olmayan hasta grubu. Özellikle burun estetiği cerrahisinde üç temel kriter vardır. Kemik, kıkırdak ve cilt. Kemik ve kıkırdağı çok rahat şekillendirebilirsiniz, küçültür ve büyütürsünüz fakat cilt fazlalığını kesip atamazsınız. Bu sebeple aşırı kalın cilt için minnacık, tabiri yerinde ise slim bir burun beklentisi içinde olunulması, bu gruba verilecek en iyi örneklerden bana göre.. Yani XXL bir elbiseyi XS yapmak kupunu bozmaz mı?


- Sanırım işin zor kısımlarından biri daha önce burun ameliyatı geçirmiş ve tam olarak verim alamamış hastaların operasyonları. Sizin tabirinizle revizyon ameliyatlarında başarı oranı nedir?

Evet, daha önce en az bir kez burun estetiği cerrahisi geçirmiş ve fonksiyonel veya kozmetik açıdan mutlu olmayan hastalara uyguladığımız düzeltme cerrahisi revizyon burun estetiği cerrahisidir.
Benim kendi pratiğimde sıklıkla yer alan bir cerrahidir ve primer cerrahiye oranla çok daha kompleks bir cerrahidir. Herkes artık fikir sahibi de oldu aslında, çünkü çok yaygın yapılıyor, ne yazık ki primer cerrahilerin bile başarı ortalamaları gün geçtikçe düşüyor. İddia etmek ve icra etmek farklı şeyler!
Kendi cerrahim için başarı şansı %80 diyebilirim.

- İyileşme süreci sanılanın aksine hızla ilerliyor. (Bunu kendimden biliyorum.) 10. günde sosyal hayata dönebilmek harika bir duygu. Bu 10 günlük süreçte ameliyat olmuş hastanın tam olarak nelere dikkat etmesi gerek? 

Bir kere ayna yasak! Merak yasak! 
Morarmaları, şişmeleri kafaya takmak yasak! Bunun bir haftalık bir süreç olduğunu ve artık zamanın lehinizde işlediğinizi bilerek kendinizi motive etmek serbest. 
Ay şu q-tips cottonu ( kulak temizleme çubuğunu) ittivereyim de, burun deliklerimin içini şöööyle bir güzel temizleyeyim demek yasak! 
Bu on günlük süreçte bol bol yatın, dinlenin, müzik dinleyin, 3. günden sonra dışarı çıkıp hafif tempolu yürüyün siz hasta değilsiniz.
Geceleri çift yastıkla uyuyun, ilk günler daha yumuşak kıvamlı şeylerle beslenin ama yemek yememezlik yapmayın.
Evliyseniz eşinizin, bekarsanız da ailenizin sabır sınırlarını zorlamayın. Sabırlı olması gereken sizsiniz, onlar değil bunu sakın unutmayın. (gülüşmeler )


- Burun ameliyatı sonrasında tam olarak iyileşebilmesi için uzun bir zamana ihtiyaç var deniyor. Önümüz yaz mevsimi insanlar deniz, kum, güneş hayali kurmaya başladılar bile. Ameliyat bu zevklere bir engel teşkil ediyor mu?

Evet ince ciltte burnun planladığımız şekli tam olarak alması 1 - 1,5 yıl, daha kalın ciltte 2- 2,5 yıldır. Burun estetiği cerrahisi yılın 12 ayı yapılabilen bir cerrahidir ve hatta deniz suyu cerrahi sonrası doku iyileşmesini hızlandıran bir faktördür. Tek beklentimiz hastanın güneş ışığının çok dik olduğu saatlerde yüksek koruma faktörlü güneş kremlerini ve şapkayı tercih etmesi. Kaldı ki artık ozon tabakası yok, bu sebeple ameliyattan bağımsız, herkesin cildini mutlak suretle koruması gerekiyor. Moral bozmak istemem fakat cilt kanseri türlerinin başlıca tetikleyicisi...

- Aslında bu sorunun cevabını biliyorum. Ama okuyucularım için bilmiyormuş gibi yapıp soracağım. (gülüşmeler). Spor yapan birinin burun ameliyatı geçirmesi, sonrasında spor yapmasına engel teşkil ediyor mu?

Ameliyattan bir ay sonra hafif kardiyo ve ağırlık antremanlarına başlanabilir fakat nabzı çok yükseltecek şekilde yapılacak antremanlar için 6 hafta bekliyoruz.


- Hep burun ameliyatı hakkında konuştuk. Aslında sormak istediğim bir diğer konu da dolgu işlemi hakkında. Geçtiğimiz günlerde bir haber yüreğimizi ağzımıza getirmeye yetti. Yanlış dolgu yüzünden dudaklarını kaybetme riski içinde olan birinin haberini izledik. Dolgu işlemi aslında çok hassas bir konu. Bize dolgu işlemi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Ya evet hiç sorma Yasemin'ciğim. Biz de çok üzülüyoruz bu tip haberlere ve aslında o kadar çok duyuyoruz ki, fakat hepsi basına yansımıyor tabii. Katıldığımız kongre ve bilimsel toplantılarda istatistiksel verileri alıyoruz ve gerçekten durum vahim. Öyle ki, göz altı dolgularında mesela, iş körlüğe kadar gidebiliyor.
Dolgu uygulamasında çok kısa sürede çok iyi sonuçlara ulaşılabiliyor. Anestezi almadan, kanama yaşamadan, uygulama sonrası iyileşme süreci beklemeden, hemen gündelik hayata dönebilme imkanı sunduğundan dolayı dolgu son günlerde oldukça tercih edilir bir yöntem. Dolgu enjeksiyonu ile tedavi edilen alanları sıralarsak; 
- Elmacık kemiğine dolgunluk vermek
- Kaş arasındaki çizgiler
- Ağız etrafındaki kırışıklıklar
- Ağız kenarından çeneye doğru inen kırışıklıklar
- Asimetrik dudakların düzeltilmesi, dolgunlaştırılması ve dudak kontürünün belirginleştirilmesi
- Yerleşmiş alın çizgileri
- Derin Sivilce ve yara izleri
- Boyun ve dekolte çizgileri
- Burun ucu ve burun sırtı dolgusu
- Çene ucu dolgusu ile çene ucu büyütme 
- Eller
Dolgu işleminde ben kendi pratiğimde  hyaluronik asit kullanıyorum ve bir çok meslektaşım da öyle. Kalıcıları da var, silikon gibi yerleştirilen ama ben tavsiye etmiyorum...
Hyaluronik asit, tüm canlı organizmalarda bulunan doğal bir maddedir. Kendi hacminden bin kat fazla su tutabildiği ve enjekte edildiği bölgede uzun süre şeklini koruyabildiği için en fazla tercih edilen dolgu maddesidir. 

Önemli olan sağlık standartlarına uygun ürünün, temiz ve steril ortamlarda belirlediğiniz hekim tarafından yine o ürün için uygun olan, uygun doku katmanına uygulanmasıdır. Örneğin vücut için özel olarak üretilen  dolgu maddelerinin yüzde kullanıldığını duyuyoruz. Tabi sonuç tam bir felaket oluyor. Özetle işlem maliyetlerini referans alarak uygulama yapmak da, yaptırmak da insan sağlığına zarar.

- Diğer merak ettiğim konu (birçok okuyucu da şu an merak içindedir) dolgu yaptırmak için en doğru zaman ve yaş aralığı nedir ve ne kadar sıklıkla dolgu işleminin tekrar edilmesi gerekir?

18 yaş ve üzerinde her yaştan insana dolgu enjeksiyonu yapılabilir. Kişinin cilt yapısına, uygulanan bölgeye ve dolgu çeşidine göre kalıcılık süresi farklılık gösterebilir.

Bu süre ortalama ortalama 6 ila 12 aydır. Doğru ve ihtiyaca uygun olarak gerçekleştirilen uygulamalarda dolgunun kalıcılık süresi de artar tabi.

- Sevgili Selçuk hocam bu güzel  ve dolu dolu geçen sohbet için çok teşekkür ediyorum. Bu arada her gören burnuma hayran (gülüşmeler). Bunu söylemeden bu güzel söyleşiyi bitirmek istemedim.

Yasemin'ciğim, güle güle kullan burnunu. Duyduğun güven, içtenliğin, samimiyetin ve bu güzel söyleşi için asıl ben çok teşekkür ederim. Yüreğine sağlık.
Sevgiler,

✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

5 yorum :

  1. Pek çok değerli bilgiye ve estetik-dolgu gibi güncel olan konulara değindiğiniz bu söyleşiniz, çok faydalı ve harika bir yazı olmuş, efendim, kaleminize sağlık! :)
    Ayrıca değinmeden geçemeyeceğim: röportaj değil de, söyleşi terimini kullanmanız harika olmuş! :)
    Sağlıklı günler dilerim! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit ayırıp okuduğunuz ve yorumunuz için teşekkür ederim. Söyleşi terimi bana her zaman daha sıcak geliyor.

      Sil
  2. Faydalı bir röportaj olmuş burun ameliyatı düşünen kişiler için faydalı bir paylaşım
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Merak edenler için umarım biraz olsun fikir edinecekleri bir yazı olmuştur.
      Polonyadan Sevgiler.

      Sil
  3. Canım benimde burnumda eğrilik var fakat ben yaptırmışken estetik de yaptırayım diyordum fakat benim burnum çok büyük dokuyu da alamayacaklarına göre gene yattı bizim iş desene :)

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.