4 Mayıs 2020

Akis #Bahar


Tüm yıl özlemle beklenen bahar ayını kapalı kapılar ardında geçirmek pek keyifsiz. Bu keyifsizlik yüzünden yazılan yazılar kısa ve yüzeysel. Herkes depresyon hırkasını giymemek için büyük bir çaba sarfediyor. Böyle geçip giderken zaman, Nisan ayının bloga yansıma için ben yine kolları sıvadım. Bu ay heybemde ortaya dökülecek pek bir şey yok. Çoğu zaman yapılanlar keyif vermiyor. Bazen hangi günde olduğumuzu anımsamak için takvim yapraklarına ihtiyaç duyuyorum.

Neler Dinledim? 


Bu ay ne dinledim köşesi yetim kaldı. Evden çalışmaya başladığımdan beri müzik dinlemediğimi fark ettim. İş yerinde ortamdan soyutlamak için tüm gün kulaklık kulağımda çalışıyordum. Şimdilerde kendimi bir yerden soyutlamak zorunda değilim. İşte, home office çalışmanın bir güzel yönü daha. Ara sıra müzik dinlesem de bu ay devamlı dinlediğim bir parça yok.

Neler İzledim?

Bölük pörçük izlemeler yaptım bu ay. Sanırım en fazla Mesut Süre'nin videoları izledim. Rabarba Talk ve İlişki Testinin izlemediğim bölümü kalmadı. 

Ahlat Ağacı'nı izledim sonunda. İki gün süren serüveni başarı ile tamamladım. 

Unorthodox adlı dizi de bayağı konuşuluyordu. Yine ilgiyle izlediğim bir yapıt oldu. Farklı bir dinin ritüellerini görmek enteresandı. Bazı yerlerini izlerken gerçekten bu böyle mi oluyor demekten kendimi alamadım. 

La Casa de Papel takipçisi olduğumdan yeni gelen sezonu da bir solukta izledim. Lakin ilk sezonun verdiği keyfi sonraki sezonları vermiyor. Bakalım bir sonraki sezon da neler olacak? 

İşe Yarar Bir Şey, tam bir sanat filmi. Yavaş akıyor ama akıyor. Filmi izlerken o trende siz de varmışsınız gibi. Sanki tam olarak yan koltukta oturuyormuşsunuz hissini yaşatıyor. 

Neler Okudum? 


Bu ay okuma eyleminden keyif alamadım. Sanırım bu yüzden fazla kitap bitiremedim. Yeri gelmişken, eski yazılarıma gelen bir yorum üzerine bir hatırlatma yazmak istiyorum. Ben bunları not niteliğinde yazıyorum. Neden kitap hakkında bir şeyler yazmıyorsun diye eleştirenlere yanıt niteliğinde olsun. Buradaki amaç kitap içeriklerini size anlatmak deği. Sadece bir iki kelime ile okuduğum kitapları özet geçmek.


1- Mutlu Olma Sanatı - Bertrand Russell

Bazen bir yerde kitaba dair bir alıntı okuyorum ve olanlar oluyor. Kendimi bir anda kitabı okurken buluyorum. Bu kitap da onlardan biri. Enerjimizin düşük olduğu bu günlerde okunabilecek bir kitap. 

2- Ay'a Yolculuk - Jules Verne

Bu kitap pek bir övülüyor. Geçen sene başlayıp, daha başındayken yarım bırakmıştım. Sonra bir şans vermek istedim kendime. Ve bu ay kitabı yeniden elime aldım. Bu sefer kitabı bitirdim bitirmesine lakin o çok övenler tayfasına dahil olamadım. Olmadı.

3- Babalar ve Oğlullar - Ivan Sergeveviç Trgenyev

Blog Sözlük okuma grubu için seçtik bu kitabı. Ben de bu vesile ile okumuş oldum. Rus yazarları okumayı seviyorum. Ay'a Yolculuk kitabından sonra ilaç gibi geldi. 

4- Bir Sarı Çiçek - Julio Cortazar

İşe Yarar Bir Şey adlı filmi izlerken duydum ismini. Hemen not aldım. Ve bu sayede Cortazar ile tanıştım. Kısa hikayelerini ben beğendim. İlerleyen zamanlarda daha fazla Cortazar kitabı okuyabilirim.

5- Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali

Sabahattin Ali'nin sevilen kitaplarından biri Kuyucaklı Yusuf. Türk filmi tadında. Baştan sona Yeşilçam kokuyor.  Eski ama içten, abartılı ama gerçek. 

Bende özetle durumlar bu. Evde kal diyorlar kalıyoruz lakin Bahar geldi de geçiyor. Bunu ne yapacağız hiç bilmiyorum.
 
✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

13 yorum :

  1. İşe Yarar Bir Şey'i izlemiş birine denk gelmek güzel. Dahası, sanat filmlerine şans veren birini görmek en güzeli. Mubi'nin bana en büyük faydalarından biri İstanbul Film Festivali filmlerini izleyebiliyor olmak oldu. Yine Pelin Esmer'in "Koleksiyoncu" adlı yapımı da enfes. 🎥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanat filmlerini severim ben. Çok sık izlediğim söylenemez. Ama yalnızken izlemeyi severim. Bir seferinde, İstanbul'dayken arkadaşımla bir filme gitmiştim. Şu an ismini anımsayamadım Bu ne böyle demişti. O günden sonra kendi başıma izlemeye karar verdim. Koleksiyoncu. Bunu not aldım. İzleyeceğim. Teşekkürler.

      Sil
  2. Kuyucaklı Yusuf'u çok sevmiştim ben. Evde kalmaya devam... Baharı saksılarda yakalamaya çalışıyoruz. Sağlık olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buram buram Yeşilçam kokuyordu kitap. Umarım saksılardaki çiçeklerimiz de solmaz. Bir iki çiçek aldım balkonuma.

      Sil
  3. Ben ne yazık ki Nisan'da okuyamadım. Ailecek evde olunca film ve dizilere sardık. Mesut Süre hiç izlemedim. Bakayım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arada öyle bir dönem oluyor. Mesut Süre'nin tarzına alışınca eğlenceli geliyor. Radyo programlarından tanıyorum kendisini.

      Sil
  4. Baharı kaçırdık, yaz kaçmasın dileğiyle. Kötü bir ayı geride bıraktık, depresyona girmemek hiç bu kadar çaba gerektirmemişti benim için. Kuyucaklı Yusuf benim de severek okuduklarımdan, La Casa De Papel için de aynı fikirdeyim nerde o ilk sezon?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu an insanlar ciddi bir efor sarfediyor. Bir yandan moralleri yüksek tutmaya çalışıyoruz. Bir yandan kısıtlamalar içinde yaşamaya alışıyoruz. Bakalım zaman nelere gebe? Diğer sezonlar sırf çekilmiş olmak için çekiliyor.

      Sil
  5. babalar ve oğullar en sevdiklerimdeeen :) casa papel sevdiysen visavis de izleee :) unorthodox ilginçliydi ivit :)

    YanıtlaSil
  6. Merhaba...Yaklaşık 2-3 ay önce mesai arasında nefes olarak okumaya başladım seni kısa kısa.iyi geliyor okuduklarım.Teşekkürler.Bir aya bu kadar kitabı nasıl sığdırıyorsun? Ben öyle okuduğum zamanlarda hızlı hızlı fast food yemiş gibi hissediyorum.Sindirmek için zamana ihtiyacım oluyo sanki gün içinde ara ara ilgimi çeken bölümler geliyor aklıma üstüne düşünmelerim...Bir de ilginç şekilde-aslında sadece algıda seçicilik belki de- hep okunanla bağlantılı şeylere rastlıyorum.Okuduğumu bittikten sonra bir süre daha yaşamak ihtiyacı hissediyorum.Bu da sırada onca okunacak şey varken süreyi uzatarak sayıyı azaltıyor maalesef.Epey uzattım.Kısacası bloğun çok hoş.Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Sesimiz oralara ulaşmış olması beni mutlu etti. Aslında kitap sayısı fazla değil. Küçük bir hesap yapacak olursam; bu ay toplam 1086 sayfa kitap okumuşum. Bunu bir aydaki gün sayısına bölersem günlük 36 sayfa yapıyor. 36 sayfa okumak ve pekiştirmek için aslında oldukça az.
      Bu arada bilakis uzatmanızdan ve yorum yapmanız oldukça hoşuma gitti. Çünkü çoğu okuyucu yorum yapma konusunda pek çekingen davranıyor. Yine gelin, Sevgiler.

      Sil
  7. Bir film vardı. Adam hep aynı güne uyanıyordu. Şu an sanki bizim yaşantımız da öyle.

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.