15 Eylül 2019

Kahve Bahane #50


Erken kalkar yol alır. Soğuk ve güneşli bir pazar günü. Henüz kahvaltı yapmadım. Güne bir bardak kahve ve yanında iki üç ceviz ve bir adet hurma ile başladım. Bir pazar kahvaltısı yapacağım fakat daha geç bir vakitte. Bu satırları yazmadan önce bir saat kitap okudum. Güzellikleri uykuya tercih edenlerdenim. Tabii buradan uykuyu sevmem gibi bir anlam çıkmasın. Uykusu seviyorum sevmesine de öğlene kadar uyuyup günü hiç etmeyi sevmiyorum. İşe gitmediğim zaman diliminde bile erken kalkma taraftarıyım ben. Sonrasında gün içinde yapılan şekerlemeler bana sabah uykusundan daha cazip ve tatlı geliyor.

Sonbahar mesela, tıpkı uyku gibi onudan da sevdiğim ve sevmediğim tarafları var. Kışın habercisi olduğu için sevmiyorum. Sokağa çıktığımda tüylerimi ürperten serinliği sevmiyorum. Bunu yanı sıra yaprakların rengarenk olmasını, ağaçların altında oluşan yaprak tepeciklerini çok seviyorum. Sanırım sonbaharın en çok yakıştığı şehirlerden birinde yaşamamın da bunda etkisi büyük. Bu sene de bol bol sararmış yaprak fotoğrafları çekmeyi denerim.

Yeni şeyler keşfetmenin yolu denemekten geçiyor. Denemeden neyi sevip neyi sevmediğini bilmez insan. En son bu yazının kapak fotoğrafını oluşturan israil kahvesini denedim. İçinde bol baharat olmasına rağmen içimi oldukça yumuşak bir kahveydi. Bazı şeyleri denememe rağmen başarılı olamıyorum o ayrı bir konu. Başarısızlıklarım da bana denemiş olmanının hazzını yaşatıyor.


Hayat, kendi içinde bir dengeye sahip değil mi? Her şeyi başarsak, tüm deneyimlerimden yüzde yüz sonuç alsak, yaşam dengemizi bozmuş oluruz gibi geliyor bana. Bazı başarısızlıklar, insanı farklı şeylere motive ediyor. Denemelerin getirdiği negatif sonuçlarda çoğu zaman bardağın dolu tarafını görmeye çalışıyorum. Kışa girerken dolu tarafını görmek biraz zorlaşıyor. Güneş yoksa, hava çok soğuksa o bardak bana hep boş gözüküyor.

Bak yine aynı şey oldu. Aklımda farklı konular vardı. Yazının seyri bambaşka konulara sürükledi beni. Ne olacak böyle?


✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

12 yorum :

  1. Denge en önemlisi
    Ben de yazı yazarken veya resim çizerken nerden başlıyorum sonu nereye varıyor:)

    YanıtlaSil
  2. Afiyet olsun... ben de erken başlamayı sevenlerdenim...

    YanıtlaSil
  3. Doğru tespitler. Çirkin olmasa güzeli, kötü olmasa iyiyi, nefret olmasa sevgiyi, başarısızlık olmasa başarıyı, ölüm olmasa yaşamı bilemezdik. Denge źıtlıkların ahengi. Var olduğümuz gibi yok olacağız sonunda.

    YanıtlaSil
  4. uykuya çok düşkünüm. bugün öğlen onikide uyandım. kahvaltı sonrası dizi açtım. sonbahar en sevdiğim mevsiim. en canlı en neşeli mevsim benim içiiin :)

    YanıtlaSil
  5. Şekerleme yapma konusuunda başarısız, erken kalkma konusunda doktora sahibiim :)

    YanıtlaSil
  6. ben de güne çayla başlayanlardanım :)

    YanıtlaSil
  7. İsrail kahvesi hiç denemedim ama merak ettim. Güne kitap okuyarak başlamayı çok seviyorum ben de, daha verimli geçiyor gibi geliyor :))

    YanıtlaSil
  8. yeniliklere kapalı olmayı kırmak gerekiyor, afiyetle.

    YanıtlaSil
  9. Afiyet olsun,
    ilk defa bu sene sonbaharı özledim.
    Çünkü yaz o kadar koşuşturmalı geçti sakinlik için Eylül gelsin istedim....

    YanıtlaSil
  10. Kahve cezvesi ve bardağı mırra yı andırıyor. Ne güzel keşif, afiyet olsun :)

    YanıtlaSil
  11. Denemeden neyi sevip neyi sevmediğini bilmez insan.Ama yine de güne çayla başlamayı sevenlerdenim...

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.