14 Şubat 2018

Kahve Bahane #14


Neredeyse iki haftadır kahve bahane serisi için yazı yazmadım. Tesadüfe bakın, serinin 14. yazısını yazmak 14 Şubat gününe kısmetmiş. Peki bu süre zarfında klavye üstündeki minik tuşlara basan parmaklar boş mu durdu? Tabii ki hayır. Çünkü benim ruhum ve bedenim hiçbir şey yapmadan duramaz. Sıkılır. Öyle saatlerce televizyon izleyemiyorum örneğin, bir film çok uzun olursa sıkılıyorum. Televizyon benim için bir şeylerle ilgilenirken bana eşlik eden gürültüden öteye geçmiyor.

Türkiye'nin sabah kuşaklarında var olan saçma programlara benzer programlar var Polonya'da da. En popüler olanları ise eşlerin birbirini aldatırken bastıkları programlar. Her şeyin bir kurgudan ibaret olmasına rağmen olanların gerçek olduğuna inananlar var mı? Şimdilerde televizyon ekranlarında olan Survivor 2018 kıvamında bir kurguya sahip. Yani bu televizyon sektörü her yerde aynı saçmalıkla ilerliyor. Bu ise beni müzik dinlemeye itiyor. Bazı günler tüm günümü müzik dinleyerek geçiriyorum. Şimdilerde favorim fransızca parçalar. Her gün listeme bir yenisini ekliyorum. Anlamıyorum ama dinlemeyi seviyorum.

Bunun dışında anlıyorum ama konuşamıyorum dediğim lehçe ile başım dertte. Anlıyorum dediysem A1 seviyesinde anlıyorum. Bardağın dolu kısmına odaklanın lütfen. Sonuçta lehçe bilmeyen birine göre oldukça anlıyorum deme hakkım saklı tutuluyor bu satırlarda. Ben motivasyonumu toplamaya ve öğrenmeye çalışırken kurs sadece akşam grubu açtı. Akşam gruplarını sevmiyorum. Ne öyle ikinci öğretim gibi. Tüm gün enerjini harca sonra derse gidip odaklanmaya çalış. Şimdi özel ders verecek birilerini ayarlama çabasındayım. Özel derste ilerleme daha hızlı olur hem. Yazar burada kendini kandırmaya çalışıyor.

Bakıyorum da her şeyi boşlamışsın Yasemin diyorsan, hop burda bir dur derim. Kendimi örgüye verdim. Adeta bir ören bayan gibi örüyorum. Örgü için iplere ihtiyacım oluyor. Krakow'da nereden bulurum bu ipleri diyip araştırma yapıyorum ve yeni dükkanlar keşfediyorum. Geçen günlerde bir pasajın içinde yer alan bir dükkan buldum. İçerisi cennet gibiydi. Cennet dediysem aklınıza huriler gelmesin. Bir ören bayan cennetiydi sadece.  İçeri girip ipliklere hayran hayran bakarken dükkan sahibi yanıma gelip konuşmaya başladı. Baktım olacak gibi değil. Benim lehçem şimdilik pek işe yaramaz dedim. Ordan bir mor ip alayım diyemem ki. A1 seviyesindeyim sonuçta. Satıcı bey anında ingilizceye döndü. O şaşkın, ben şaşkın. Benim şaşkınlığımın nedeni bir pasajın içindeki minicik bir dükkandaki orta yaşlı bir beyin ingilizceyi gayet güzel konuşmasından kaynaklanıyordu. Onun şaşkınlığı ise nereli olduğumu öğrendiğinde yüzünde oluştu. Adamın, kızım sen Türkiye'den buraya geldin de bu minik dükkanı nereden buldun dediğini gözlerinden anlamak mümkündü. Sonuçta ikimiz içinde karlı bir alışveriş oldu. Ben iplerime kavuştum o da satış yaptı. İkinci gidişimde o hep basit cümleler kurdu. Ben de hep basit cevaplar verdim ve lehçe konuşarak anlaşmayı başardık. Buraya kadar okuduysanız artık bir aferininizi alırım.

Başarmak demişken bu sene kışı yenmeyi başardım. Hatırlarsanız sonbaharda kışı güzel karşılayacağımı ve artık üşüyorum, sevmiyorum diye isyan etmeyeceğimi yazmıştım. Sanırım kış bu lafları duydu. Polonya sınırlarını uğramaktan vazgeçti. Yani sen Polonyasın şubatta bu hava durumun hali ne? Oldukça hafif bir kış geçiriyoruz. Sadece bir kere doğru düzgün kar yağdı. Yağması ile erimesi bir oldu.



İşte bu kareler de o günden kalma. Şimdi bu karlardan eser yok. Havanın soğuk olmaması açıkcası benim işime geliyor. Keyfim yerinde önümüzdeki üç ayı atlatırsak, gerisi kolay. Gelsin mis gibi bahar. Gelsin ki ben de çok özlediğim bisikletimle hasret gidereyim.

İki hafta kahve bahane yazısı yazmazsam olacağı buydu. Konular uzadı gitti. Şimdi sonlandırma zamanı.
Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye dek şen ve esen kalın.
Sevgiler.

✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

5 yorum :

  1. sevmiyorum soğuğu diye diye küstürdün kışı. Kardan adam yapmadan kışı bitirmek istemiyoruz:)

    YanıtlaSil
  2. Görseller ve yazı, adeta kışı yaşattı. Teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  3. Fotograflar ve yazını çok beğendim canım .
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Merhaba, yazınız için teşekkürler. Blog yazarlarının buluşma ve sosyal paylaşım noktasına sizleri de bekleriz. Böylelikle içeriklerinizi bloggerlara tanıtabilir ve diğer bloggerlar ile kolaylıkla irtibat kurabilirsiniz.

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.